HANDE KAYACAN

Ey ahali duyduk duymadık demeyin evleniyorum... İşte yanımızda bir çığırtkan olsa,padişah fermanı gibi dünyaya duyurmak isteriz biz bayanlar evlendiğimizi... Kadını ezmek değil söylediklerim. Bir kere bende bayanım. Ama işin doğrusu da bu. -Aman ben evlenmeyi hiç düşünmüyorum. diyen güzel kızlarımız   Sevdikleri erkekten evlenme teklifi alır almaz hemen kabul ederler. Bu işin kuralı budur. Hemcinslerin yanında aman napıcam evlenicem ile başlayan konuşma tekliften sonra erkek arkadaşın yanında aman sen bunca zamandır nerelerdeydin faslına geçiyor. Anlayacağınız kızlar  biz hep bu günün hayalini kuruyoruz aslında. Hele evlenmek için biraz geç kaldıysak içimizde fırtınalar kopuyor. İtiraf edin kendinize haydi...O çok sevip kahkahalar ile güldüğümüz filmleri hatırlayın,Hadi İnşallah,Kocan Kadar Konuş, Bridget Jones ya  Pucca nın  Kitapları... Benim de düğün hayalim gelinlik hayalim hatta aile yaşamının hayalini kurduğum yaşlarım kendimi yeni bildiğim yaşlarım 11-12 yaşlarımdı. Sonra e

Hamilelik serüvenimin bitip yepyeni yaşam serüvenimin başladığı tam 2 yıl oldu. Bazı deneyimler hiç unutulmaz hamilelik süreci de böyle bir şey işte. Ama hep bir yürek kalkıntısı,hep bir heyecan,hep hormonlar ah hormonlar... ağlarken güldürür güldürürken düşündürürler. Gelelim konuya, o güzel haberi aldık. Almamızla beraber haydi bi ne yesek ,spor yapsak mı ,alışverişlere başlayalım mı? vesaire vesaire... Bizim  bugün ki konumuz beslenme. Öncelikle doktorunuzla beraber hareket etmeli her şeyi ona danışmalısınız. Benim paylaşacağım okuduklarım ve kendi yaşadığım kişisel deneyimlerden oluşmaktadır. I. Trimester:   İlk 3 ayı kapsayan hamileliğin en iç gıcıklayıcı dönemidir.İlk gebeliğiniz ise hiçbir şeyi bilmediğiniz ve her şey için endişe duyduğunuz yegane dönem. Bu dönem aslında yediklerinizin çok ta bebeğe bir faydası yok. Çünkü ilk 3 aylık dönem bebeğinizin sizin kanınızdan beslendiği yani vücudunuzda daha önce yediklerinizden besin aldığı dönem.Bebeğinizin kendine sizin v

Azra Kohen'in beklenen kitabı Aeden hatta artık eskiyen diyebilirim kitap için. Çünkü sanırım geçen yıl bu zamanlarda çıkmıştı. Bense mayıs sonunda kitabı edinebildim. Ve en uzun süreli okuduğum kitap oldu.Dolu dolu 5 ayda okumuşum. Yok kitap akıcı olmadığı için değil. Artık Nisan tüm vaktimi aldığı,oynamak istediği ve ben kızımı çok özlediğim için... Kalan vakitlerde kitap okuyunca işte süre böyle uzadı. Gelelim kitaba. Kitap 610 sayfadan oluşan ,başlarda sabredip asıl hikayeye geçene kadar iştahla bekleyen okurlar için yazılmış. Ve tabi ki sadece amacı roman okumak değil aynı zamanda dünyayı iyileştirmek adına adım atmak isteyenler için yapılmış. İçinde bilimsel verilere ve kanıtlara yer verilmiş. Kanıt için verilen isim yada siteleri ben ziyaret etmedim henüz. Bakmak istiyorum ama ben Azra Kohen'e okuduklarımdan dolayı sempati duyuyorum ve inanıyorum. Vaktim olduğunda da daha fazla bilgi edinebilmek adına verdiği net adreslerini inceleyeceğim.İlgimi çeken konular olursa si

Sevgili okur taşınmak zaten zor işken birde evin içinde ayaklanmış bir fındık kurdu varsa taşınma x2 katı yorgunluk  oluyor. Ha birde nakliyecilerle uğraşmak baştan başa ayrı bir uğraş. Taşınmak mı? yerleşmek mi? nakliyeci ile muhatap olmak mı daha zor derseniz? Nakliyeciler derim. Benim gibi 30 yıl aynı evde oturmuş sonrasında evlenirken eşyalarını yeni eve getirip yeni temiz eşyaları yerleştirmek en zor işi olan  ben!!! taşınmak zorunda kaldım. Ama nakliyeci olayı beni daha bir boğdu.Ha birde temizlik olayı var. Gelelim aşamalara; Emlakçılar ve ev tutma; Önce 3 aylık bir kiralık ev arama serüvenimiz var. Tam bir pazarlamacı olan gerçeklikten tamamen uzak emlakçılarla her gün en az 2 ev bakıp sinir kat sayınızı artırıyorsunuz. Sonra beğendiğiniz evin sahibi illada memur kiracı  istiyorum diye tutturuyor. Sanki memurlar dışında herkes tü kaka bizler özel sektör çalışanları yalancı düzenbaz insanların tekiyiz.Tabi birde asgari ücretin 1400 TL olduğu ülkemizde içinde gerçek anlamda

Sevgili Acun Ilıcalıyı çok severim... Allah mesut etsin bugün düğünleri varmış. Şeyma Subaşı ile. Bana göre çekici bir yanı olmayan hatta 90 doğumlu bir çocuk Şeyma Subaşı... ama önemli olan karşı cinse nasıl göründüğü sonuçta bu tür kavramlar görecelidir...Ama muhakkak ki kalp güzelliği vardır,iyi niyeti vardır,beraber olduğu erkeği mutlu edecek tavır ve davranışları vardır en önemlisi de sevdiği adamdan çocuğu var bir anne Şeyma Subaşı...  Ayrıca en güzel olumlu düşünme örneği...Hayatta olmaz denilen şeylerin olabileceği hayatta yok canım denilecek şeylerin mimarı bence. Acun Ilıcalının da ne kadar akıllı bir adam olduğunu düşünürsek  eşinden vazgeçip Şeyma Subaşını tercih ettiyse bunun oyuna gelmekle alakası yok bence. Acunu ne güzel kandırdı diyenlere söylüyorum. Acun istemeseydi kanmazdı istedi,sevdi ve aldı... Dünya tatlısı da bir kızları var. Birbirini sevmiş istemiş evlenen iki insan.... Kıskanan tüm genç kızlar söylenmeye devam edin. Evet kız çok şanslı.Allah hepimizin şan

Metin Hara yı nasıl bilirsiniz? Vallahi ben kitaplarından bilirim. Okudun mu derseniz hayır okumadım. Çünkü kendisini son zamanlarda türeyen  doğru düzgün bilgi sahibi olmayan geçici kişisel gelişimcilerden gibi görünmüştü bana. Böyle kitapları da okumam deyip merak edip elime alıp bakmadım bile. İşte önyargı denen şey böyle kötü bir illet tanımadan yaşarken gömmüşüm sevgili Metin Hara yı. Ama gel gelelim Victoria Secret meleklerinin en bi güzeli Adrina Lima ile el ele görünene kadarmış benim önyargım. Şöyle ki ''yuh adam çıtayı uzaya fırlattı ''deyip verdiği röportajı okuyup kendisi, kitapları hatta ödül aldığı filmi ve şifacılığı ile ilgili bilgi alana kadar. Bir kere eğitimli bir insan ,küçük yaşta enerji ile şifa verebilme yeteneğini keşfedip insan yapısını anatomik olarak ta inceleyip şifa vermek adına fizyoterapi okumuş. Çok bilmiyorum ama tıp okumuyor fizyoterapistler sanırım sağlık bilimi mezunu oluyorlar. Ama tıp bölümünün belirli derslerini görüyorlar bild

Hazır mevsim yaz, yağmur yağdığına bakmayın böyle bir an da her yer kavrulacak yine . O yüzden atlamayalım yaz tatilimizi planlayalım. İşte bu plana dahil olabilecek çok güzel bir yerden bahsedeceğim size. Faralya köyü... Kelebekler vadisinin tam tepesine konumlanmış muhteşem bir yer burası. Hem gündüzü güzel hem gecesi güzel. Yıldızlar hiçbir yerde Faralya köyünde ki gibi parlak ve çok değildir. Denizi hem yeşildir hem mavi. İnsanları ise sıcacık. Ben bu tatile 2012 yılında yine Antalya tatiline de beraber çıktığım can arkadaşımla çıktım. Hikayeye en başından başlayalım. Önce tabi ki de tatilin  Fethiye de olmasına karar verildi. Sonra araştırma yaparken nette bir otele rastladım. Bungalow evlerden oluşan çok şirin bir otel.Fakat Ölüdenizden 8 km yukarıda zannedersiniz ki Babadağ'ın içine konumlanmış. Hal böyle olunca denize nasıl ulaşırız,?birtakım aktivitelere katılalım istiyoruz ulaşım sorun olur mu? En önemlisi 2 kız gidiyoruz ve merkezden uzak ne yapsak diye düşünürken. B