Kayıtlar

İnce Hayat-Mümine Yıldız 2018 19. Kitap

Resim
Sevgili Mümine Yıldızı bir arkadaş vesilesiyle mi ?tanıdım ,bir röportajda mı ?yada tesadüf blog yazısı okurken mi buldum inanın hatırlamıyorum.Birebir tanışıklığımız yok. Onun hayata ve tasavvufa olan tutkusu sanırım beni de onun yazılarına meftun yaptı. Kendisinin Deli Anne adında bir bloğu var. Yazılarını rahat kafa ile oturup okumanız gerekir. Çünkü anlatımı sihirlidir. Kendinizi vermenizi ister kelimeler.Okurken kaybolursunuz. Bir bakarsınız yüzünüz gülümsemeye başlamış gayri ihtiyari. Birde instagram hesabı var ki. Kesinlikle hızla geçemezsiniz resimlerine bakarken. Donup kalır anın içine girersiniz. O kadar güzel anlardır ki penceresinden süzülen ince bir ışık alır sizi yada yeşil yapraklı ağaçlar,kimi zaman fonda çalan müzik...Yazılarında ki şükür,doyum,samimiyet bir an da rahatlatır sizi. Diyorum ya ne vesile oldu da tanıdım bilmiyorum çokta önemli değil vesile aslında. Zaman bu zamanmış ki çıktı karşıma. Kendisi matematikçi ve 2 erkek çocuk sahibi. İskoçyadan bize g

Buket Uzuner-Uzun Beyaz Bulut Gelibolu 2018 18. Kitap

Resim
Buket Uzuner'in ilk kez bir kitabını okudum.Daha önce duyduğum iki kitabı daha vardı.Kumral Ada Mavi Tuna ve İki Küçük Su samuru. Bu iki kitabın adı da hep ilgimi çekmiş değişik gelmiştir bana. Ama alıp okumak fırsat olmamışken Gelibolu daha bir etkileyici geldi ve onda karar kıldım.  Bu sene kitap okurken şöyle yapıyorum.Sürekli okuduğum yazarların ve yeni tanıştığım anlatımını ve dilini sevdiğim yazarların kitaplarını takip ediyorum.Yani her kitap alışverişinde bir kitapta bu yazarlardan seçmeye çalışıyorum. Misal İskender Pala okuduğum ilk kitabından sonra bu kitap alışverişimde 3. kitabını edindim. Paulo Coelho da bunlardan biri. Elif Şafak yine aynı şekilde. Anlayacağınız yazımın başında bahsettiğim Buket Uzuner'in diğer iki kitabı da öncelikli olarak kütüphanemde  yerini alacak. Kitabımıza dönersek tabi ki de unutulmaz kahramanlık destanı Gelibolu-Çanakkale savaşları anlatılıyor. Bu kitabı okuduktan sonra hem hüzünleniyor hem mutlu oluyorsunuz. İnanın kimse o sa

Paulo Coelho-HİPPİ 2018 17. Kitap

Resim
Paulo Coelho dediniz mi akan sular durur bende. Simyacı vasıtasıyla tanıştım kendisiyle.Sonra kitaplarını gördükçe okumak, almak ve Simyacıda bulduğum tadı bulmak istedim hep. Simyacı Elif,Casus,Zahir kitaplarını okudum. Ama hep derim ya bazı şeyler için belli bir zaman geçmesi gerekir. İşte bu sefer Hippiyi okurken daha bir merak ettim Coelhoyu. Belki de bu kitap kendi macera ve anılarından oluştuğu içindir.Ve kendi kendime dedim ki nasıl artık her kitap alışverişinde İskender Palanın bir kitabını muhakkak alıyorsam,Coelhoyu da alacağım. Ve sırada ki Coelho kitabı olarak Portebello Cadısını seçtim.  Bu yeni seçtiğim kitap bitirdiğim Hippi kitabından daha çok heyecanlandırıyor şu an beni.Okumak için sabırsızlanıyorum. Simyacı mı? O hala en sevdiğim simyacının yeri dolmaz. Hippi güzel maceralarla dolu bir anı kitabı. Özgürlük ve aşk kitabı. Tabi ki adından da anlaşıldığı üzere Hippi kültüründen ve onlara karşı oluşan ön yargıdan da bahsediyor. 70' li-80' li yılların

Plasebo Etkisi

Resim
Plasebo etkisi önceden bildiğim birşeydi. Daha doğrusu uygulamanın başarılı olduğunu uygulandığını biliyordum fakat adına plasebo etkisi denildiğini Elif Şafağın kitabından öğrendim. İşte size beynin oyunlarından biri daha.Beyine neyi empoze ediyorsanız onun karşılığını alıyorsunuz. Plasebo Latince  '' memnun etme '' anlamına geliyormuş. Uygulama yöntemi ise şöyle; Kişiye etkisiz bir ilaç veriliyor. Ve hasta bu ilaç sayesinde psikolojik yada fiziksel iyileşme göstermeye başlıyor. Çünkü o ilacın ona iyi geldiğini ve onu iyileştirdiği inancını taşıyor. Halbuki ilaç etkisiz hatta belki şeker veriyorsunuz ilaç yerine yada vitamin ama beyin iyileşmeye şartlanıyor. Ve sonuç süper iyileşiyor ,çünkü inanıyor. Bu sizce de mükemmel bir mekanizma değil mi? Beynin neye şartlanırsa onu gerçekleştirdiğini biliyorsunuz. Ve neden uygulamıyorsunuz? Bu bilimsel olarak kanıtlanan ve Kuranı Kerimde yer alan bir konu. Yaradılışımızda bu var. Yaradılışımız mükemmel,kusursuz. Pl

Tanrı İle Sohbet- 2018 16. Kitap

Resim
Bu adam delirmiş olmalı. Tanrı ile sohbette nedir? Kim bunu bu kadar rahat söyleyebilir ki. Ha bir de bu sohbetten oluşan diyalogları kitaplaştırmış. Dini inançları olan dini dogmalarla büyüyen bizler için hatta ülkem için bu kesinlikle şeytanın işiydi.Tanrı bizimle konuşamaz, onu hiçbir sıfata sığdıramazsınız. Annenize ve babanıza bu kitabı anlatamaz kabul ettiremezsiniz.Yıllardır inandıkları dini kitaplarının yanında bu kitapta anlatılanların da gerçek olduğuna inandıramazsınız. Hele kendinizin de bir yaratıcı olduğunu asla kabul ettiremezsiniz. Tanrıyı karşınıza alıp konuştuğunu anlatan bu adam gerçek olamaz. Tıpkı bundan 8-9 yıl önce patlayan melek koçları gibi.Melekler le iletişim kurmak ne demek bu olabilir mi? Lütfen artık insanları kandırmayın.Bunlar  medyumluğun yeni versiyonu ve para tuzağı? MI ACABA? Kitabı okurken bu bakış açısına göre okursanız sizde şeytanla iş birliği içindesiniz demektir.Lütfen bakış açınızı değiştirerek ,kitabın gerçekten anlatmak istediği k

Hoşgeldin 34 yaşım...

Resim
Hoş geldin 34 yaşım... dün gibiyken çocukluğum neredeyse yolun yarısına gelmişim. Ağlamışım, gülmüşüm, hırpalanmışım ,sevmişim... ve en güzeli 30 lu ilk yılımda Allahım kızımı nasip etmiş bana... Umarım bu yaşım ruhumu daha çok doyurur,umarım bu yaşım sağlıklı huzurlu olur, umarım gülüşlerim ve şükrüm bol olur, umarım sevdiklerim yanımda olur, herkeslere selam olsun 👋👋 Her yıl başka güzelliklerle geliyor değil mi? Eski yaşın tadı yenisinde olmuyor.Yeni yaşın tadı eskiyi aratmıyor. İnsan her yeni yaşı sevinçle kucaklıyor da yaş aldığının farkına geç varıyor. Kadınsanız hele bir de anneyseniz yaş almak sadece yaşınızı büyütmüyor,daha olgun daha farkına varmış daha sevgi dolu daha sabırlı ve daha yorgun yapıyor. Yaşanmışlıklar şöyle duradursun biz devam edelim yaşamaya ve hayattan keyif almaya. Ademoğludur insan bilirsiniz beşerdir.Yerinde durmaz durursa tükenir. Gelişmelidir. Yerinde durdun mu olmaz öldüm say... hani Pablo Neruda demiş ya, yavaş yavaş ölürler seyahat etm

Çocuklu Tatil ve Tatil Hazırlığı

Resim
O kadar yorgunum  ki uzun süredir tatili göze alamamıştım. Bulunduğumuz düzen içinde bile bazen kendimi toparlayamazken; tatil heyecandan çok stres yaşatıyordu bana. Keşke daha rahat biri olabilseydim. Kızım bu yaz Haziran itibariyle 32 aylık oldu. Yani 2,5 yaşı birazcık geçti. Benimde canıma tak dedi. Şu ahir ömrüm bana şunu öğretti tatilsiz hayat olmuyor arkadaşlar. Bir kere her yeriniz kulunç oluyor stresten.Küçük de olsa bir bütçe ayırın ve 2 günde olsa bulunduğunuz mekandan uzaklaşın. Tebdil i mekanda ferahlık vardır diye boşuna dememişler. Ben anne olma serüvenime kafam dolu başladım. Kızım doğmadan 1 ay önce eşim işsiz kaldı.Yaşadığınız hayat standardı, alışkanlıklar ve ihtiyaçlar varken hele ki doğuma bu kadar az zaman kalmışken bunu yaşamak hem beni hem eşimi çok yıprattı. Takip eden 2 ay içinde yeni bir işe güzel bir maaşla başladı ama yaşadığımız o iki ayın sıkıntısını evdeki değişen durum, lohusalık,kızımı emzirememek, uykusuz geceler, günler derken toparlanmak ikimiz