Tanrı İle Sohbet- 2018 16. Kitap

Bu adam delirmiş olmalı. Tanrı ile sohbette nedir? Kim bunu bu kadar rahat söyleyebilir ki. Ha bir de bu sohbetten oluşan diyalogları kitaplaştırmış.


Dini inançları olan dini dogmalarla büyüyen bizler için hatta ülkem için bu kesinlikle şeytanın işiydi.Tanrı bizimle konuşamaz, onu hiçbir sıfata sığdıramazsınız. Annenize ve babanıza bu kitabı anlatamaz kabul ettiremezsiniz.Yıllardır inandıkları dini kitaplarının yanında bu kitapta anlatılanların da gerçek olduğuna inandıramazsınız. Hele kendinizin de bir yaratıcı olduğunu asla kabul ettiremezsiniz.

Tanrıyı karşınıza alıp konuştuğunu anlatan bu adam gerçek olamaz. Tıpkı bundan 8-9 yıl önce patlayan melek koçları gibi.Melekler le iletişim kurmak ne demek bu olabilir mi?

Lütfen artık insanları kandırmayın.Bunlar  medyumluğun yeni versiyonu ve para tuzağı? MI ACABA?

Kitabı okurken bu bakış açısına göre okursanız sizde şeytanla iş birliği içindesiniz demektir.Lütfen bakış açınızı değiştirerek ,kitabın gerçekten anlatmak istediği konuya kendinizi verin.
Evrenin sırları,kuantum fiziği,tasavvuf bilimi hepsinin anlatmak istediklerinin yalın halde anlatılmış halidir bu kitap.

Daha geçmiş geçmiş yıllarda olsaydı taşlanır,aforoz edilir miydi acaba kitabın yazarı?

 Ben kitabı okumaya başladığımda ikili diyalogtan bahsettiğini gördüm. Bu beni de bir an ürküttü. Hoşlanıp hoşlanmamak arasında kaldım.Sonra gördüm ki aslında hepimiz Tanrıyla konuşuyoruz. Evet birebir konuşuyoruz. Kitabı okudukça anlıyorsunuz. Sadece karşınızda somut bir beden bulunmuyor konuşurken. Mental yok ortada. Her şey zihninizde,kalp ve ruhunuzda.

 Hepimizin içinde bulunan asıl benliğimiz olan ruh nereden geldi?

Allah, daha anne  karnında 40. günümüzü yaşarken kendi nurundan üflemedi mi bize ruh vermek için. Kendi nurundan bir parça olarak yaratmadı mı bizi?  O halde aynı yaratım gücüne biz nasıl sahip olamıyoruz.Bizim din kitaplarımızda yazan bundan farklı bir şey değil aslında.(Hicr suresi 26-42)

Karşınıza alıp konuştuğunuz size bunları fısıldayan öz benliğiniz, ruhunuzdur. Siz bunu ister Tanrı olarak addedin ister güç kaynağı olarak görün. Hepsi aynı değil mi?

 Yaratan bizim yaratmamızı istediği için bize kendi nurundan üfledi. Yaratmaktan kastım bir DNA yı sıfırdan yaratmak değil tabi ki. o sadece Allah'a mahsus.Ama yaşadığımız hayatın kaderimiz olduğu inancıda değilim.

Kuranda İsra Suresi birinci ayet şöyle der ''Biz sizin kaderinizi iradenize (çabanıza) bağlı kıldık''

İki tür kader vardır külli kader ve cüzzi kader. Değişmeyen şeyler doğumunuz ,ana.baba,kardeş ,eş ve çocuklarınız ve ölümdür. Onun dışında ki yaşanan her olayda sizin özgür iradeniz devrededir. Ve yapılan tercihler, seçilen yol sizin kaderinizi oluşturur.



Evren enerjiden oluşur. Enerji sürekli devinim halindedir.  Düşünceler de enerjidir.Düşünceler söze dönüşür ,sözler ise yaratıma. O yüzden sözlerinizin ,düşüncelerinizin akışta zihninizde oluşturduğu dalga bilinçaltında evreni zorlar ve gerçeğe dönüşür. O yüzdendir korkulanın başa gelmesi.
En güçlü enerjilerden biridir korku ve endişe. O yüzden çabuk gerçekleşir.


Zihninizi tamamen boşaltıp tamamen pozitife ve isteklerinize odaklandığınızda zihin ,ego şaşırır ve bir müddet sonra tamamen pozitif olmaya,negatif düşüncelerden uzaklaşmaya şartlanır ve sizin de yaratım süreciniz başlar.

Ben hep böyle miyim? henüz değilim... ama çalışıyorum. Yaratımlarım var... çok isteyip de sahip olamadığım şeyler yok benim. Çok şükür an geliyor ve sahip oluyorum.

 Bu yaratma sürecini herkesin deneyimlemesini ne kadar çok istiyorum bir bilseniz.

İşte bu kitap tamda bunu başarmanın ilk adımı...ve tam hazır olduğumda elimdeydi.

Yazdıklarımdan sonra  şunu da belirtmeliyim ki inancım tam ve tasavvuf aşkı taşıyan bir insanım ama benim katı dogmalarla yaşadığım bir din yok. Din'in insanın kalbinde yaşattığı niyet,merhamet ve vicdan olduğu kanısındayım. Evet elimden geldiğince dinimin şartlarını yerine getirmeye çalışıyorum ama her şeyin niyetle ve Allah ile kul arasında yaşanması gerektiğini düşünüyorum.
İnançlı bir insan olarak söylüyorum ki bu kitabın anlattıkları gerçek ve olağanüstü. Aslında doğduğumuz an bizde olanı unutup yaşadıkça kaybettiğimiz BİR olmayı bize tekrar hatırlatıyor. Yani olağanüstü olan bizleriz.

Allah'ı karşımızda otururken  görmeye gerek yok Allah'ı gezdiğin yerde baktığın gözde,bir çocuğun gülümsemesinde ,yağmurun kokusunda görebilirsin.Görmelisin.

Keyifli okumalar dilerim.

İnanmayanlara selam olsun...


Dip not
Kitabın adında Tanrı adı geçtiği için tanımlamalarımda Tanrı diye bahsettim. Şahsen Allah demeyi tercih ediyorum. Fakat inanan insan için tanımın çokta önemli olmadığını düşünüyorum.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hoşgeldin 34 yaşım...

Grinin Elli Tonu ve serisi -Fifty Shades of Grey

Ederlezi...