Paulo Coelho-HİPPİ 2018 17. Kitap

Paulo Coelho dediniz mi akan sular durur bende.
Simyacı vasıtasıyla tanıştım kendisiyle.Sonra kitaplarını gördükçe okumak, almak ve Simyacıda bulduğum tadı bulmak istedim hep.

Simyacı Elif,Casus,Zahir kitaplarını okudum. Ama hep derim ya bazı şeyler için belli bir zaman geçmesi gerekir. İşte bu sefer Hippiyi okurken daha bir merak ettim Coelhoyu. Belki de bu kitap kendi macera ve anılarından oluştuğu içindir.Ve kendi kendime dedim ki nasıl artık her kitap alışverişinde İskender Palanın bir kitabını muhakkak alıyorsam,Coelhoyu da alacağım. Ve sırada ki Coelho kitabı olarak Portebello Cadısını seçtim.



 Bu yeni seçtiğim kitap bitirdiğim Hippi kitabından daha çok heyecanlandırıyor şu an beni.Okumak için sabırsızlanıyorum. Simyacı mı? O hala en sevdiğim simyacının yeri dolmaz.

Hippi güzel maceralarla dolu bir anı kitabı. Özgürlük ve aşk kitabı. Tabi ki adından da anlaşıldığı üzere Hippi kültüründen ve onlara karşı oluşan ön yargıdan da bahsediyor.
70' li-80' li yılların özgür düşünen ,özgürce aşkını yaşayan, sanatla ve müzikle iç içe ,renkli giyinen güzel gençlerdi hippiler...
Hikayenin tamamında hippileri anlatacak sanıyorsanız yanılıyorsunuz tabi. Beni birazda etkileyen ve kitabın sonlarına doğru anlatmaya başladığı Coelho'nun Sufi olma isteği.Hemde ülkemde Türkiye de.

Nepal'e giden uzun otobüs yolculuğunun  Türkiye durağında İstanbul da bir gece geçirir Coelho ve arkadaşları. Ve Coelho burada gördüğü dervişlerin etkisinden kurtulamaz. Ve sufiliği seçip nepal e gitmekten vazgeçer. Hatta ilk aşkı Karlayı da bunun uğruna yalnız bırakır.
Bunu okuduğumda çok şaşırmıştım yani sufi olmak isteğine. Bir zamanlar bende sofu,sufi olmak istemiştim ama olamayacağımı anladım. Bu çok farklı bir adanmışlık yolu çünkü.

Yine şaşırdığım başka bir şey ise Coelhonunda 1 yıl İstanbul da kaldıktan sonra sufilikten vazgeçmiş olması. Ve eşinin Karla olmaması. Karla ile olan hikayesini okurken hep eşi olarak düşünüp okumuştum,yanılmışım.

Coelhonun bu güzel kitabını okumanızı tavsiye ederim. Özgürlüğü ve inandıkları inançlar uğruna her şeyi terk edebilen insanlar beni hep derinden etkilemiştir. Düşünmek değil düşündüğünü hayata geçirebilmek önemlidir. Keyifli okumalar dilerim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hoşgeldin 34 yaşım...

Grinin Elli Tonu ve serisi -Fifty Shades of Grey

Acı biberin hikayesini bilirmisiniz...