HANDE KAYACAN

U zun zamandır beklediğiniz bebeğiniz artık kollarınızda. Kimimiz çocuk sahibi olmadan daha deneyimli oluyoruz bu konuda ,Kimimiz de benim gibi nasıl tutacağını dahi bilmez. Ama şunu söyleyebilirim ki bu küçük melekler tamtamına 1 hafta da kendisiyle ilgili tüm ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağınızı size kendileri öğretiyor. Bu süreç çok güzel aynı zamanda zorlu ve yorucu bir süreç. Zaten tüm hormonlarınız tavan yapmış yeri geliyor kendinizi tanıyamıyorsunuz, Aynada gördüğünüz beden sanki başkasının, kafanızda şüpheli, merhametli,kendini sorgulayan sorular.Kendinizle başa çıkamıyorken dünyalar tatlısı bir melek kollarınızda sizin bakımınıza ve en çok ta sevginize muhtaç gözlerle size bakıyor. Durum çok zor size söyleyeyim. Gelelim bebekle beraber yaşayacağımız süreçlere, E mzirme ; Annelerin en çok kendini yıprattığı konu bu herhalde. Tabi herkeste aynı şekilde olmayabiliyor. Benden size tavsiye. Özellikle de emzirmek istiyorsanız sakin bir odaya geçin bebekle yalnız kalın. Başı

Ay Gördüm Allah Amentü Billah... Çok sihirli bir cümledir bu. Ve özellikle benim için çok kıymetlidir.Bu kitapta da beni ilk çeken ismi oldu tabi bu durumda. Kitap Orkun Ertener diye bir yazara ait.Ben yazarı bu kitapla tanıdım,Meğer polisiye tarzda yazan  iyi bir senerastmiş. Almanyada yaşamış,Orada okumuş. Ve de ödüllü bir yazar. Ben kitabın tarzını Dan Brown kitaplarına benzettim. Polisiye macera dolu bir kitap ama aynı zamanda kültürel bilgiler içeriyor. Nasıl ki Prof. Landon  müzelerde tarihi meydanlarda maceraya atılıp orasıyla ilgili de bilgi veriyorsa işte burada da roman karakteri Can müzelerde, tarihi meydanlarda bizlere de bilgi sunarak geçiriyor hikayesini. Kitap zor ilerledi bende hatta zaman zaman bırakıp sonra tekrar başladığım oldu. Ama merak ettim zorladım bitirdim.  Kitapta  bahsi geçen konular benim ilgi alanımdı. Yunanistandan bahsedişi hatta bir bölümü orada geçiyor romanın ,dinler hakkında bilgi verişi,İzmir de bir bölüm anlatması.Ve kitapta bahsedilen ay

Bugün de bayanların asıl mevzusundan ,özellikle hamile okuyucular varsa ilgisini çekecektir doğumdan bahsedelim. Doğum daha öncede söylediğim gibi çok mucizevi bir olay. Ben yaşadım çok şükür. Bugün doğumu anlatırken soru- cevap şeklinde bahsetmek istiyorum. Tekrar hatırlatayım anlatacaklarım sadece benim deneyimlerim,duyduklarım okuduklarım ve öğrendiklerimden ibarettir. Sezeryan mi ? tercih edilmeli-normal doğum mu? Bu konu biraz doktor yönlendirmesi biraz anne tercihi ve en çok ta sağlıkla alakalı bir durum. Tabi ki de adından da belli olduğu üzere normal doğum en güzeli ,doğal olanı. Avrupa ve ABD ülkelerinde sağlıkla ilgili bir risk yoksa sadece normal doğum yapılıyor. Ben sezeryanı tercih ettim çünkü normal doğumdan korkuyordum.Bana daha tehlikeli geliyor yani çocuğu çekerken bir problem olabilir korkusu ,oksijen gitmezse korkusu,acı çekme korkusu yani bana yön veren korkuydu. sezeryan orta ölçekli bir ameliyat arkadaşlar evet bebeğiniz hiç zorluk çekmeden doğuyor ama sonuç

Canım kızımı Nisanım'ı beklerken bilinmezi bekliyordum aslında. Çünkü çocuk bakımı konusunda hiçbir şey bilmiyordum,nasıl tutacağımı bile. Ya yemek yedirirken boğazına kaçarsa,ya tıkanırsa,ya uykuda nefes alamazsa... anlayacağınız kafamda deli sorular 👀 bu güzel melekler rahminize düştüğü andan itibaren sorumluluk başlıyor. Hamilelik dediğiniz evet çok güzel ama hep bir yürek kalkınlığı. Kızımı beklerken ki hayallerimden çok, doğduğunda onunla bir olduğumda başladı aslında benim hayallerim.Çünkü hani bu kitaplarda yazan işte ilk kucağıma aldığımda hissettimler ,hamilelikle ilk hissettiğimde anladım anneliği falanlar bende olmadı. yani tabi ki de çok değişik çok güzel çok farklı hisler ama ben anneliğimi o anlardan  ziyade onunla geçirdiğim ilk haftada anladım. Doğum anında zaten korku endişe mutlulukla karışıyor duygularınız. Kucağınız alıyorsunuz sanki bir ışık hüzmesi saf sevgi var karşınızda. Sana bağlı sana muhtaç. sonra onu besliyorsunuz muhteşem ama bakıp bu benim mi? diye

Bizler nasıl ki şifalanmak adına ıhlamur,nane limon vb çaylar içip yatıp dinleniyorsak işte şamanlarda  bu ayahuasca çayını içip şifalanıyorlarmış. Yüzyıllar boyunca da hep ritüellerinde kullanmışlar. Ha ben bu çayı nerden biliyoruma gelince ilk kez fi-çi-pi üçlemesinde okudum. Sanırım çi kitabındaydı.geçenlerde de sosyal medyada bahsedilirken gördüm. Sanırım bi şamanın sayfasında. bir de yine yanılmıyorsam haberlerde rastladım.  Çay diyoruz ama bakmayın çay olduğuna Türkiye de getirilmesi ve kullanılması yasak olan bir çay bu.Nedenine gelince doğada en etkili olan halisinojen çayı. Yani bi nevi uyuşturucu. Netten okuduğum bilgilere göre Amerika da sadece kilisenin izniyle tıbba yardımcı olmak adına kullanılabiliyor. Peru da ise belirli kurallar çerçevesinde önce belirli şeyleri barındıran bir detoks programı uygulanıp sonrasında meditasyon eşliğinde ritüel ,şifalanma şeklinde uygulanıyor. Bitkisel olan  bu karışımın doğduğu yer Peru Amazon Ormanları. Peru da ve Brezilya da çokça k

Merhaba bugün ki seyahat yazımız İzmir Kemalpaşa da bulunan Nazar Köy için.Bu hafta sonu ilk defa gittim. Beklentim büyüktü ama yalan yok beklentimi karşılamadı. Nazar Köy eşimin ve benim nicedir sosyal medyada görüp gitmek istediğimiz bir yerdi. Daha önce bir kez gitme girişiminde bulunup torbalı tarafına varıp , sonra sorduğumuz bir amcadan köyün geride kaldığını öğrenip vazgeçmiştik. Bu sefer yine önce netten yol tarifini okuduk,benimde edindiğim bilgilere göre Bornova -Pınarbaşı yolundan gidiliyordu. Sabah Nisan erken uyandığı için erken hareket etme şansımız oluyor. Anlayacağınız saat 8,30 civarı yola koyulduk. Bornova yolundan Kemalpaşa ayrımına döndük. Bel kahve üstünden yola devam ettik. Kemalpaşa'nın içinden geçip,yol ayrımına varınca Torbalı yoluna saptık. Birde Turgutlu yolu ayrılıyor,Düz giderseniz Kemalpaşa'nın Örnekköy adı verilen başka köyüne varıyorsunuz. ve yolda  Nazar Köye ait bir tabela yok. Halbuki turistik bir köy bence tabela kesinlikle olmalı. Neyse

Sevgili balık severler... İzmir de balık yemek için mekan arayanlar. deneyimlerimden biraz bahsetmek isterim. Adabeyi balık restoranı Konak Pier avm içinde konumlanmış,Tamamen denizle iç içe ve bu yüzden olsa gerek hem balık hem mekan ücretini bir arada hesaba yansıtan muhteşem konumlu bir mekan.😂 Şaka bir yana evet pahalı bir mekan ama lezzet olarak ta gerçekten başarılı. Özellikle mezeleri ve aperitif olarak sunulan lezzetler muhteşem. Tercihlerime gelince; yoğurtlu köz patlıcan ezme,tekmil fava,köz kırmızı biber salatası,büyükçe bir tabak mevsim yeşillikleri. Aperitiflerde tercihlere gelince, sarımsaklı, tereyağlı karides güveç favorim.Kalamar biraz sert ama lezzetli. Ahtapot yine tereyağında güveçte lezzetli. Tercih edilir. Balık mevsimine göre değişiyor, Eşim balıktan iyi anladığı için güzel olduğunu söyler. Ben küçük balık daha çok tercih ediyorum. Restoranların çoğunda da küçük balık bulamadığım için mezeler ve aparatifler  bana daha cazip geliyor. Balıklarda levrek,lahos v