Büyüdükçe Neden Artar Dertler
Bugün neyi düşündüm biliyor musunuz? Büyümenin gerçek anlamını. Yaş aldıkça büyüyoruz evet ama asıl ruhumuzdaki büyüme, olayları algılayışımız. Ruhumuzun olgunlaşması.
Eskiden çok doğum günleri olurdu ben çocukken ve benim doğum günlerim şölen tadında geçerdi. Hiçbir şeyden mahrum olmadım çok şükür çocukluğumda.
Ama genç kızlığımda durum değişti.Neşe aynı, coşku aynıydı. Doğum günleri partiye döndü. Her dönemde bir şeyler çoğaldı bir şeyler azaldı hayatımda.
Genç kızlığımda param azaldı. kendim çalışmaya başladım 19 yaşında. Niyetim yarım bıraktığım bölümü. İzmir de kazanıp izmir de ki bir fakültede devam ettirmekti. 1 yıl çalışacaktım. Sonra para tatlı geldi ihtiyaçlar arttı. Çünkü sizin gençliğiniz ailenizin çok iyi birikimleri yoksa artık emekli olma yaşları geldiyse maddi sıkıntı devam edecek demekti..Bazen banyo yapmak için tüp bulamazdım bazen cebimde ki tüm parayı dergiye, kitaba verirdim. Çok güzel günler gördüm,çok çaresiz günler gördüm,çok hüzünlendiğim günler oldu, çok sevindiğim mutlu olduğum anlar oldu.
Ruhum yaşadıkça büyüdü. Hayatımın en deli yaşlarında bile hiç sorumsuz olmadım olamadım.Çünkü sorumluluk duymaya mecburdum. Sonra zamanı geldi dedim ya partiler arttı. Genç kızlığımda her an yine şölendi yeni yıl, arkadaşların doğum günü yaz partileri, okul vedaları. Biriyle flört etmek yeni yerler keşfetmek hepsi çoktu... Bir tek cenazeler azdı. Yada genç kız olduğun için ailenin katılması yeterliydi. Kimse senin ekstra gelip başsağlığı dilemeni beklemiyordu. ben duyduğumda üzülüyordum ama irdelemiyordum. Hayatı ölüm anlamında irdeletecek bir ölüm yaşamamıştım.
Gökyüzü hep mavi ve parlaktı.önceliğim ailemdi sonra bendim.
Sonra 2004 yazıydı dayım veda etti. Beni çok severdi ben de severdim ama mesafemiz vardı. Çünkü dayım çok içki içer ve huzursuzluk verirdi. Ve ben dayımı böyle gördükçe eski çocukluk günlerimi özlerdim. Çünkü o günlerde dayım huzursuz görünmezdi bana. Lahana turşusu yapardı. Çok severdim ben.Sonra bir temmuz günü gitti 19 yaşımdaydım.
Yakın bir ölüm görmüştüm ama hayatımda değişen çok şey olmamıştı. Üzgündüm, sorgulamadım.
Sonra daha da büyüdüm. Arkadaşlarım çoktu. Zaman çoktu. Gezmek vardı yeni yerler görmek daha iyi işlere sahip olmak hayatın tadını çıkarmak. İşte böyle bir zamandaydım. Bir travma geldi. Çok sevdiğim anneannem gitti bu sefer.Ben 24 yaşımdaydım. İlk defa hayat çarptı yüzüme. Silkelendim. Nefes alamıyorum sandım almaya devam ettim. Bir buçuk yıl yalnız yatamadım, yalnız kalamadım. Halbuki büyüdüğümü sanmıştım.O kadar ki evlenebilirdim. Sonra herkese körü körüne güvenmemeyi öğrendim. Şer sandığın ayrılıkların aslında sana sunulan bir lütuf olduğunu gördüm.
Sonra devam ettim yaşadıklarımla daha büyüdüm daha çok gezdim işte bu zamanda başladı. Cumartesi kışları Alsancak ve yazları Çeşme turlarım. Bir bara girebilmenin orada eğlenip anlatmanın ,caka satmanın seni diğerlerinden daha farklı kıldığını düşündüm.İçki içmenin haz verdiğini sandım İçtim sarhoş oldum. Eve varamadan arabalarda kustum. Ama mutlu oldum. Hayatı gördüm, öğrendim. 25 yaşındaki bir insanın bunları yaşaması gerektiğini anladım.Tekrar sevdim.en yakınlarının bazen beklenmedik şeyler yapabileceğini keşfettim. Güvenmeyi irdeledim.
Sonra daha da büyüdüm. Güvendiğim dostlarımı ayırdım. Azaldılar. Arkadaşlarım hala çoktular. Ben 27 yaşındaydım ve artık düzen istedim. İçkinin yemek yanında bana keyif vermediğini kolayı sevdiğimi anladım. Hiçbir yemekte içki içmemeye başladım. Şarabı severdim özel zamanlarıma sakladım.
Yüksek müzikten sıkıldım, partilere veda ettim. Fasıla geçtim.Ruhumu daha çok doyurduğunu gördüm. Çevrem daha da arttı işimde başarılı oldum.Kariyer yaptım.
Sanki ruhum sıkıştığı noktaya ilerliyordu. Fikri sorulan hatta herkesten çok fikri uygulanan oldum. Okudum okudum okudum. Bazen danışmanlık verdiğimi hissettim.Kaliteli müzik dinleyip düzgün sohbet edebileceğim insanlar çıktı karşıma. Güzel bir restoranda güzel sohbetleri keşfettim hayata ve geleceğe dair. Sonra kaliteli müzik dinleyen ,vizyonu geniş, güzel,yemek seven bu adamla evlendim. Sevginin, kelime anlamından ötesini keşfettim.Bir insanı keşfetmedin tadına vardım ,hayatı paylaşabilmenin önemini yoldaşlığı bildim.Sevmeyi değer vermeyi gördüm.Kocaman oldum 29 yaşımdaydım.
Niyet etmenin önemini gördüm. Hayallerini yaşamanın senin elinde olduğunu anladım. Evrenden torpil aldım. Gezdim,yedim, içtim,okudum,dinledim,koştum,yoruldum dünyayı algılayışım değişti. Herkesin kalbinin ekmeğini yediğini gördüm.Hakkın bu dünya da verildiğini diğer tarafa kalmadığını gördüm.
30 yaşımdaydım.Doğurdum. Yeniden doğduğumu hissettim. Etkinlikler azaldı. Yeri geldi evden çıkmadım. Yetiştirmeye ve yetişmeye başladım Çok mutlu oldum. Şükür duydum.Bazen bunaldım. Sonra ruhumu aydınlatmaya başladım.Ruhum açıldı ferahladı Dünya daha başka görünür oldu. Gökyüzü yine maviydi ama gri olduğu zamanları da gördüm.
Sosyal çevrem yavaş yavaş dağıldı sadece dostlarım kaldı. partiler bitti.Ben 33 yaşımdaydım hastalıklar oldu. Nasıl mücadele edeceğini bilemediğin hastalıklar girdi aileme. Çok şükür ucuz atlattık. baş ettik. Tefekkürüm çoğaldı. Sıkıldık daha çok sıkıldık. Hayat daha zor oldu bazen geçinemez olduk çünkü hayat çok pahalıydı ve bazen hayatı satın alamadık borçlandık.
Sonra ne arttı biliyor musun? Ölümler,cenazeler arttı. Ölümün arkasından hayatı sorgulamalar arttı. Genç ölümlere üzülüşüm arttı. Artık cenazelere gitmeden olmuyordu. Çünkü artık seninde bir ailen vardı. Gidilmediğinde ayıplanıyordun. Gitmeliydin. Kalp kırmak en kötüsüydü.Ölüm de düğünde insanla oluyordu. Destek olmalıydın.Bazen söylenecek söz bulamadığımdan gitmediğim oldu yada ne zamandır dolu olan zamanını ve sorumluluğumu boşaltamadığımdan gitmedim.Hepsi aklımda asılı kaldı.
Şimdi 33 yaşındayken gökyüzünü hep parlak görsem de bulutları fark ediyorum. Geleceği görürken çok umutlu olmama rağmen endişeliyim. Öğlen yemek yediğim mesai arkadaşımı akşam kaybettiğimizi duyduğumdan endişeliyim. Ölümün son olmadığını bilen ruhumdan endişeliyim. Üç gündür her an aklımdan çıkmayan 24 yaşında ki bir gencin ölümünden endişeliyim.Çok üzgünüm.
Hayat her zaman akıp giderken yaşayacaklarımı son gün gibi yaşamak isterken kızımı büyütememenin korkusunu taşırken hayattan endişeliyim.Bilen ruhumdan,kalbimden endişeliyim.
Hayat ben 33 yaşımdayım. Ruhum büyüdü. Bakış açım değişti.Farklı görüyorum her şeyi.
Fakat büyümek o kadar da iyi olmasa gerek.
Asıl sorun büyümek değil,büyürken unutup,kaybettiklerimiz....
resim,
https://www.kizlarsoruyor.com/kisilik-karakter/a45285-buyumek-o-kadar-da-guzel-bir-sey-degil-cocuk

Eskiden çok doğum günleri olurdu ben çocukken ve benim doğum günlerim şölen tadında geçerdi. Hiçbir şeyden mahrum olmadım çok şükür çocukluğumda.
Ama genç kızlığımda durum değişti.Neşe aynı, coşku aynıydı. Doğum günleri partiye döndü. Her dönemde bir şeyler çoğaldı bir şeyler azaldı hayatımda.
Genç kızlığımda param azaldı. kendim çalışmaya başladım 19 yaşında. Niyetim yarım bıraktığım bölümü. İzmir de kazanıp izmir de ki bir fakültede devam ettirmekti. 1 yıl çalışacaktım. Sonra para tatlı geldi ihtiyaçlar arttı. Çünkü sizin gençliğiniz ailenizin çok iyi birikimleri yoksa artık emekli olma yaşları geldiyse maddi sıkıntı devam edecek demekti..Bazen banyo yapmak için tüp bulamazdım bazen cebimde ki tüm parayı dergiye, kitaba verirdim. Çok güzel günler gördüm,çok çaresiz günler gördüm,çok hüzünlendiğim günler oldu, çok sevindiğim mutlu olduğum anlar oldu.
Ruhum yaşadıkça büyüdü. Hayatımın en deli yaşlarında bile hiç sorumsuz olmadım olamadım.Çünkü sorumluluk duymaya mecburdum. Sonra zamanı geldi dedim ya partiler arttı. Genç kızlığımda her an yine şölendi yeni yıl, arkadaşların doğum günü yaz partileri, okul vedaları. Biriyle flört etmek yeni yerler keşfetmek hepsi çoktu... Bir tek cenazeler azdı. Yada genç kız olduğun için ailenin katılması yeterliydi. Kimse senin ekstra gelip başsağlığı dilemeni beklemiyordu. ben duyduğumda üzülüyordum ama irdelemiyordum. Hayatı ölüm anlamında irdeletecek bir ölüm yaşamamıştım.
Gökyüzü hep mavi ve parlaktı.önceliğim ailemdi sonra bendim.
Sonra 2004 yazıydı dayım veda etti. Beni çok severdi ben de severdim ama mesafemiz vardı. Çünkü dayım çok içki içer ve huzursuzluk verirdi. Ve ben dayımı böyle gördükçe eski çocukluk günlerimi özlerdim. Çünkü o günlerde dayım huzursuz görünmezdi bana. Lahana turşusu yapardı. Çok severdim ben.Sonra bir temmuz günü gitti 19 yaşımdaydım.
Yakın bir ölüm görmüştüm ama hayatımda değişen çok şey olmamıştı. Üzgündüm, sorgulamadım.
Sonra daha da büyüdüm. Arkadaşlarım çoktu. Zaman çoktu. Gezmek vardı yeni yerler görmek daha iyi işlere sahip olmak hayatın tadını çıkarmak. İşte böyle bir zamandaydım. Bir travma geldi. Çok sevdiğim anneannem gitti bu sefer.Ben 24 yaşımdaydım. İlk defa hayat çarptı yüzüme. Silkelendim. Nefes alamıyorum sandım almaya devam ettim. Bir buçuk yıl yalnız yatamadım, yalnız kalamadım. Halbuki büyüdüğümü sanmıştım.O kadar ki evlenebilirdim. Sonra herkese körü körüne güvenmemeyi öğrendim. Şer sandığın ayrılıkların aslında sana sunulan bir lütuf olduğunu gördüm.
Sonra devam ettim yaşadıklarımla daha büyüdüm daha çok gezdim işte bu zamanda başladı. Cumartesi kışları Alsancak ve yazları Çeşme turlarım. Bir bara girebilmenin orada eğlenip anlatmanın ,caka satmanın seni diğerlerinden daha farklı kıldığını düşündüm.İçki içmenin haz verdiğini sandım İçtim sarhoş oldum. Eve varamadan arabalarda kustum. Ama mutlu oldum. Hayatı gördüm, öğrendim. 25 yaşındaki bir insanın bunları yaşaması gerektiğini anladım.Tekrar sevdim.en yakınlarının bazen beklenmedik şeyler yapabileceğini keşfettim. Güvenmeyi irdeledim.
Sonra daha da büyüdüm. Güvendiğim dostlarımı ayırdım. Azaldılar. Arkadaşlarım hala çoktular. Ben 27 yaşındaydım ve artık düzen istedim. İçkinin yemek yanında bana keyif vermediğini kolayı sevdiğimi anladım. Hiçbir yemekte içki içmemeye başladım. Şarabı severdim özel zamanlarıma sakladım.
Yüksek müzikten sıkıldım, partilere veda ettim. Fasıla geçtim.Ruhumu daha çok doyurduğunu gördüm. Çevrem daha da arttı işimde başarılı oldum.Kariyer yaptım.
Sanki ruhum sıkıştığı noktaya ilerliyordu. Fikri sorulan hatta herkesten çok fikri uygulanan oldum. Okudum okudum okudum. Bazen danışmanlık verdiğimi hissettim.Kaliteli müzik dinleyip düzgün sohbet edebileceğim insanlar çıktı karşıma. Güzel bir restoranda güzel sohbetleri keşfettim hayata ve geleceğe dair. Sonra kaliteli müzik dinleyen ,vizyonu geniş, güzel,yemek seven bu adamla evlendim. Sevginin, kelime anlamından ötesini keşfettim.Bir insanı keşfetmedin tadına vardım ,hayatı paylaşabilmenin önemini yoldaşlığı bildim.Sevmeyi değer vermeyi gördüm.Kocaman oldum 29 yaşımdaydım.
Niyet etmenin önemini gördüm. Hayallerini yaşamanın senin elinde olduğunu anladım. Evrenden torpil aldım. Gezdim,yedim, içtim,okudum,dinledim,koştum,yoruldum dünyayı algılayışım değişti. Herkesin kalbinin ekmeğini yediğini gördüm.Hakkın bu dünya da verildiğini diğer tarafa kalmadığını gördüm.
30 yaşımdaydım.Doğurdum. Yeniden doğduğumu hissettim. Etkinlikler azaldı. Yeri geldi evden çıkmadım. Yetiştirmeye ve yetişmeye başladım Çok mutlu oldum. Şükür duydum.Bazen bunaldım. Sonra ruhumu aydınlatmaya başladım.Ruhum açıldı ferahladı Dünya daha başka görünür oldu. Gökyüzü yine maviydi ama gri olduğu zamanları da gördüm.
Sosyal çevrem yavaş yavaş dağıldı sadece dostlarım kaldı. partiler bitti.Ben 33 yaşımdaydım hastalıklar oldu. Nasıl mücadele edeceğini bilemediğin hastalıklar girdi aileme. Çok şükür ucuz atlattık. baş ettik. Tefekkürüm çoğaldı. Sıkıldık daha çok sıkıldık. Hayat daha zor oldu bazen geçinemez olduk çünkü hayat çok pahalıydı ve bazen hayatı satın alamadık borçlandık.
Sonra ne arttı biliyor musun? Ölümler,cenazeler arttı. Ölümün arkasından hayatı sorgulamalar arttı. Genç ölümlere üzülüşüm arttı. Artık cenazelere gitmeden olmuyordu. Çünkü artık seninde bir ailen vardı. Gidilmediğinde ayıplanıyordun. Gitmeliydin. Kalp kırmak en kötüsüydü.Ölüm de düğünde insanla oluyordu. Destek olmalıydın.Bazen söylenecek söz bulamadığımdan gitmediğim oldu yada ne zamandır dolu olan zamanını ve sorumluluğumu boşaltamadığımdan gitmedim.Hepsi aklımda asılı kaldı.
Şimdi 33 yaşındayken gökyüzünü hep parlak görsem de bulutları fark ediyorum. Geleceği görürken çok umutlu olmama rağmen endişeliyim. Öğlen yemek yediğim mesai arkadaşımı akşam kaybettiğimizi duyduğumdan endişeliyim. Ölümün son olmadığını bilen ruhumdan endişeliyim. Üç gündür her an aklımdan çıkmayan 24 yaşında ki bir gencin ölümünden endişeliyim.Çok üzgünüm.
Hayat her zaman akıp giderken yaşayacaklarımı son gün gibi yaşamak isterken kızımı büyütememenin korkusunu taşırken hayattan endişeliyim.Bilen ruhumdan,kalbimden endişeliyim.
Hayat ben 33 yaşımdayım. Ruhum büyüdü. Bakış açım değişti.Farklı görüyorum her şeyi.
Fakat büyümek o kadar da iyi olmasa gerek.
Asıl sorun büyümek değil,büyürken unutup,kaybettiklerimiz....
resim,
https://www.kizlarsoruyor.com/kisilik-karakter/a45285-buyumek-o-kadar-da-guzel-bir-sey-degil-cocuk
Yorumlar
Yorum Gönder