Masallar... Bir varmış Bir yokmuş

Masallar canım masallar.... İnsanı alıp başka diyarlara götüren masallar. Okuduğum bir masal kitabında diyordu ki ; masallar bir yere,bir ülkeye ve kültüre değil masallar insana aittir.

Çocukluğunuzda çok masal dinlediyseniz yada hala mucizelere inanıyorsanız kalbinizin bir yerinde hala büyümeyen, haşarı, masum ,hayalci bir çocuk varsa masallarda hala vardır. İnanın ki vardır.
Bizim kültürümüzde de vardır masallar Orta Asyadan gelir. Anadoluya özgü masallar vardır. Yani aslında bir kültürdür masal. Ama ben bugün Çocuklar üzerinde ki etkisinden bahsetmek istiyorum.

Ben çok severim masalları. Çocukluğumda babamla gece yatağa uzanırdık babam bana hep masal anlatırdı. Her akşam böyleydi bu.Hepsini bilirdim masalların ,kimsenin bilmediği bir de balıkçı masalı vardı bildiğim. Sonra sonra herkesten duymaya başladım Hemingway 'in di sanırım masalın aslı. O zaman bana çok büyülü geliyordu bu masallar hala da öyle...


Nisan doğduğundan beri ona da hep masallar anlatmaya,kitap okumaya çalışıyorum. İlk başlarda çok olmadı ilgilenmedi tabi Çünkü henüz 2,5 yaşında. Ama artık tam zamanı sanırım çünkü heyecanla dinliyor artık,hatta kendi de anlatıyor.

İlk olarak Keloğlan masalını öğrendi Nisan,sonra Pamuk Prenses,şimdilerde ise Pinokyo ve Hansel&Gratel favorimiz. Benimde en sevdiğim masallardandı Hansel ve Gratel. Birde Karlar Kraliçesi tabi.


Bizim masallarımız yani nisana anlattıklarım biraz aslından farklı ama. Çünkü ben ona anlatırken onun anlayabileceği boyuta indirgiyorum masalları.Kötü üvey anneler, kötü cadılar yok bizim masallarımızda. Henüz sevgili de yok. Anne, baba ve çok sevdiğimiz arkadaş kavramlarımız var.
Henüz kavramadığı soyut yada somut kavramların onda daha çok karmaşa yaratacağını düşündüğüm için masalları değiştiriyorum böylesi daha keyifli ve daha olumlu oluyor. Çünkü masallar çok güzel olmasına rağmen kurdun kırmızı başlıklı kızı yemesi gibi ,cadılar gibi olumsuz olaylarda içeriyor.

Bizim keloğlan masalımız şöyle mesela;

'' Keloğlan bir gün annesine anne ben karşı evdeki Sultan (sultanı isim olarak kullanıyoruz) ile arkadaş olmak ,oynamak istiyorum der.
Annesi olur ama onun evi uzak hem senin burada bir sürü arkadaşın var der. Keloğlan ikna olmaz olsun ben onunla da oynayacağım hem bak onların kocaman bahçesi var der.
Annesi de peki o zaman der.Ve Keloğlan annesinden izin alıp Sultana gider.
Kapıyı Sultanın anneannesi açar. Hoş geldin Keloğlan der. Keloğlan anneanne ben Sultanla oynamaya geldim der. Anneannesi der ki ah Keloğlan Sultan yemeğini yemedi güçsüz düştü uyuyor. Uyandırdık ama daha uyanmadı der.
Keloğlan çok üzülür sonra da annesinin ona hastayken yaptığı tarhana çorbası gelir aklına. Mutfağa koşar orada anneannenin yardımıyla  Sultana çok güzel kokan bir tarhana çorbası yapar. İçine biraz ekmek doğrar,yanına da soğan koyar ve Sultan kıza götürür.
Sultan tarhana çorbanın kokusunu duyunca hemen gözünü açar. Çok güzel bir şey kokuyor bu nedir ?çok acıktım der. Keloğlan ona çorbayı uzatır.Sultan kız yer yemez eski gücüne kavuşur. Hemen ayağa kalkar. Keloğlanla iki arkadaş el ele tutuşup evin bahçesine koşarlar, oyunlar oynarlar. O sırada Keloğlanın annesi ve Sultanın babası gelir yanlarına.Sultanın iyileşmesine hepsi çok mutlu olmuştur. Sultanın babası Keloğlana teşekkür eder. Ve bahçede ki ağaçtan onlara meyve toplayıp ikram eder.İşte bu kadar...''


Buna benzer Pinokyo ve diğer masalları da hep değiştirerek anlatıyorum. Daha sağlıklı ve verimli olduğunu düşünüyorum böylece.

Uzmanlar birde gelişimsel, yaşlarına göre kitap seçmek gerektiğini vurguluyorlar. Mesela 0-3 yaş daha çok yüksek ses ve yabancılardan korkarken ,3-6 yaş yalnız kalma anneden ayrılma yalnız yatma ve karanlıktan korktuğu için bu problemlere çözüm bulacak kitaplar ile çocuklara yaklaşılması gerektiğini söylüyorlar.

Aynı zamanda kitap okurken yada masal anlatırken annenin sorular da sorması gerektiğini söylüyorlar. Kitapta yada masalda karşılaşılan zorluklar için çocuğa sence şimdi ne yapmalı? ne yaparsa bu durumu çözebilir? gibi onunda düşünmesini sağlayacak soru cevap şeklinde annenin yönlendirmesinin çocuğun problem çözme becerisini geliştirdiğini söylüyorlar.

Ben Nisan için elimden geldiğince masal okuyup ona sorular sorup cevap almaya çalışıyorum.Ama en çok ta güzel vakit geçirip keyif alıyoruz beraberce.

 Ha birde en önemli detay anne yada baba olarak kitap okumuyorsanız ,çocuğunuz evde kitap görmeye aşina değilse çok ta uğraşmayın o zaman  çocuğunuzda kitap okumayacaktır...

Burada aktardıklarım anne olarak deneyimleyip,okuduklarımdan aktardıklarımdır. En iyi gelişim sürecini ve neyin doğru neyin yanlış olduğunu size doktorunuz yada eğitim danışmanınız verecektir. Bu sadece Nisan ve benim hikayem. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hoşgeldin 34 yaşım...

Grinin Elli Tonu ve serisi -Fifty Shades of Grey

Ederlezi...