Kayıtlar

Adana Gezisi

Resim
Büyük hayaller ile gittiğim Adana şehri bende biraz hayal kırıklığı oldu. Fazla beklenti içinde oldum sanırım. Zamanlamam kötüydü de diyebilirim. Irkçılık yapmak istemiyorum fakat Adanalıdan çok Suriyeli vardı çevrede. İnsana insan olarak bakarım. Ama bana rahatsızlık veriyorsa da rahatsızlık duyarım. Geleneksel bir şehir olarak beklentimi karşılamadı Adana. Öncelikle küçük bir şehir. Havaalanı şehrin içinde ve dolmuşla 5 dakika da şehir merkezine varıyorsunuz. Şehir merkezinden bir ‘’U’’ çizerekse şehri gezebilirsiniz. Tam anlamıyla gezilecek yerlerin tamamı yan yana. Görünüm olarak binalar çok eski lüks otellerin bile mimarisi kötü diyebilirim. En lüks ve şık görünen otel Divan oteldi. Tarihi olarak Ramazan Oğulları Beyliğine de ev sahipliği yapan Adana da şehrin merkezinde gezilecek Ramazan Oğulları medresesi dışında tarihi bir alan mevcut değil.  Yemekleri lezzetli özellikle de ciğeri. Fakat mideniz alışık ya da sağlam değilse vay halinize. Gelin kısaca neler yaptık ...

Kaderin Kodu

Resim
       Kaderin Kodu kitabını pozitif dergisinde okuduğum bir röportaj da keşfettim. Sevgili Ünal Güner'in kitabı.        Ünal Güner küçük yaşlarda judo ve aikido gibi Uzakdoğu sporlarıyla uğraşmış ve başarılar kazanmış bir sporcu aslında. Aynı zamanda sağlık fakültesinde spor fizyolojisi ve psikolojisi dalında yüksek lisans yapmış bir sağlıkçı.                                  ‘ ’Uzakdoğu sporları sadece bedenen değil, ruhunun gelişip esnemesine de olanak tanımış olduğunu belirtiyor.’’ Yazar metafizik ve nefes terapilerine de ilgi duyduğu için eğitimini almış. Simya adlı bir atölye açmış ve aldığı dönüşüm eğitimlerini danışanlarına vermeyi sürdürmekte. En sevdiğim konu dönüşüm olduğu için Ünal Bey tabi ki de hemen ilgimi çekti ve kitabını edinip okudum. Hayatta yaşanılan hiçbir şeyin tesadüf olmadığını anlatıyor Ünal Güner. Söylediğimiz sözlerin salınımı ve...

Ferda

Resim
Ferda kitabını elime aldığımda çok güzel bir hikâye olduğunu hissetmiştim. Hikâye bir anne-kız hikayesi benim gözümde. Kitabın yazarı çoğu kişinin tanıdığı bir isim. Sevgili Ebru Cündübeyoğlu. Bazı kelimeleri bazı paragrafları o kadar güzel işlemiş ki nakış gibi. Uzun zamandır okuduğum romanlarda altını çizdiğim paragraflar azdı. Ferda da tam tersi oldu. Sizinle de paylaşacağım çünkü ifadeleri gerçekten çok sevdim ve çok severek okudum. Kitabın konusuna gelince, Emekli Felsefe öğretmeni Ferda Hanım’ın hikayesini konu alıyor. Ferda, Şile de bahçeli müstakil evinde yalnız yaşamaktadır. Eşinden ayrılmıştır. Kızı yurt dışında yaşamaktadır. Aynı zamanda eşinin babası İtalya da çok ünlü bir şeftir fakat hayatta değildir. Ferda öğretmenliğin yanı sıra başarılı ve tanınan bir yazardır da. Son çıkacak fantastik kitabı üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Yalnızlığını İtalyan şef kayınpederinden öğrendiği tariflerle paylaşır. Sonra bir komşu gelir Ferda’ya. Orhan Bey kuşları izleyen bir kuş...

Beşinci Dağ

Resim
                                      Paulo Coelho’nun bir kitabıyla daha karşınızdayım. Beşinci Dağ, İlyas Peygamber’in hayatı ve zorlu mücadelesini konu alıyor. Coelho’nun kitaplarında bir büyü vardır. Okumaya başlar başlamaz içimdeki heyecanı tetikler benim. Bu seferde öyle başladım okumaya. Bir Portebello Cadısı ile bir değil ama güzel bir kitap. Şöyle ki ben bu kitapta daha çok ilim ve simya bekledim. Marangozluk yapan İlyas Peygamber küçük yaşlarından beri melekleri duyabiliyor. Önceleri korkuyor. Fakat zaman geçtikte bu duruma alışıyor ve Allahtan gelen vahiyleri dinlemeye başlıyor. Allah ona peygamber olacağını müjdeliyor. Ülkesini terk etmesini ve söylediği yerde dul bir kadın ve çocuğunun yanına sığınmasını söylüyor. Ülkesinin güzeller güzeli Kraliçesi tüm Peygamberleri ve inananları yok etmek istediği için İlyas da verilen emre itaatle yola çıkıp, dul kadının evine varıyor....

Fay Kırığı Rojin

Resim
Serinin üçüncü ve son kitabı olan Rojin de yazar hikayenin en başına döner. Her kitapta bolca hissettiğiniz  ve orada yaşanan ruhsal travmaların bel kemiğidir bu kitap. Mehmet'in askeri görevini tamamlamak için gittiği Şemdinli ve orada yaşananlarla başlar. Altan la arkadaşlığının başlangıcı ve Profla tanışmaları. Komutanı Cenkle ilk karşılaşması ve hissettirdikleri. Yakup'un komutanlığı . Mehmet'in habercisi balinanın aşçılığı... hadi gelin biraz inceleyelim. Hüzünle biten ikinci kitabı elime aldığımda ikincisi devam etseydi diye düşündüm. Evet serinin üçüncü kitabıydı Rojin ama en başa dönüyordu. Hikayenin ta başına Mehmet, Cenk ve Yakup'a Altan'a Prof'a Zeynep Bilmez yani Rojin'e götürüyordu bizi. Belki ilk kez adını duyacağınız Şemdinli,Balkaya, Çarçella, Gowende var bu kitapta...  Burada yaşananlar ilk iki kitabı oluşturuyor aslında. Bu kitap bir vatan ve askerlik kitabı. Dağlarda nasıl hayatta kalınır. Nereden ne yenilir. Arkadaşlıklar nasıl...

Halil Cibran Felsefe Seti

Resim
Halil Cibran'ın felsefe seti olarak geçen 3 kitaptan oluşan seti her kitap alışverişimde karşıma çıkardı. Hep ertelediğim bu seti bu sefer edindim ve okudum. Aslında bu set üç kitabın toplamı 1 kitap olacak kadar az sayfada ama fazla içerikle hayata geçirilmiş. İlk kitap olan Ermişte bir çok konu üzerine felsefi görüşler yer almakta.El Mustafa denilen ermişin kasabasından ayrılmadan önce toplanan halkın sorduğu  sorulara verdiği yanıtlar üzerine kurulmuş bir sohbet. Nasihatlerden oluşan bu başyapıt ilk kez 1923 yılında basılmış.Ve dünyada en çok okunan kitaplardan olmuş. Aslen Lübnan asıllı olan Halil Cibran Amerika da yaşamış ve ilk eserini de ingilizce olarak kaleme almıştır. Kitapta bahsedilen beni etkileyen üç bölümden alıntı yapmak isterim. '' Zira sevgi taçlandırdığı kadar çarmıha da gerer sizi.Besler, büyütür hemde budar sizi. Doruğunuza tırmanıp güneşte titreyen  en hassas dallarınızı okşadığı gibi köklerinize de iner ve sarsar toprağa sıkı sıkı tu...

Tibet'in Gençlik Pınarı

Resim
Harika bir kitapla karşı karşıyayız. Bu kitap aradığım kitapmış. Tabi bir çırpıda okundu ve bitti. enerji  çalışmalarıyla ve kişisel gelişim çalışmalarıyla ilgilenenler bilir ki insan vücudunda tam 7 çakra bulunur. Bu çakralar gerektiği gibi çalışmayınca yada tıkanıklar gösterirse vücudumuz buna hastalık, yorgunluk ve yıpranma olarak tepki verir. İşte bu noktada bu kitap giriyor devreye. Tibetli budistlerin bildiği ve yıllarca uygulanan bu kadim sır artık biliniyor. Yıllar önce çok zor ulaşılabilen bir sır iken şimdi değişen dünyamızla beraber her şey çok daha kolay. Budistlerin yaşam felsefesi ve yaşam şekilleri hep çok ilgimi çekmiştir. Hep çok sağlıklı ve zinde olurlar. Aynı zamanda kendilerini geliştirmiş ve spirütüel yeteneklerini geliştirebilmiş insanlardır. Çünkü enerjiye ve varoluşun girdabına inanırlar. Biz neden inanmayalım? Hele bu yüzyılda herkes bas bas bağırıyorken... Bir kitap okudum bakış açım değişti. Hep yapmak istediğim yogayı yapma şansına eriştim. Kiş...