Beşinci Dağ



                                     



Paulo Coelho’nun bir kitabıyla daha karşınızdayım. Beşinci Dağ, İlyas Peygamber’in hayatı ve zorlu mücadelesini konu alıyor. Coelho’nun kitaplarında bir büyü vardır. Okumaya başlar başlamaz içimdeki heyecanı tetikler benim. Bu seferde öyle başladım okumaya. Bir Portebello Cadısı ile bir değil ama güzel bir kitap.

Şöyle ki ben bu kitapta daha çok ilim ve simya bekledim.

Marangozluk yapan İlyas Peygamber küçük yaşlarından beri melekleri duyabiliyor. Önceleri korkuyor. Fakat zaman geçtikte bu duruma alışıyor ve Allahtan gelen vahiyleri dinlemeye başlıyor. Allah ona peygamber olacağını müjdeliyor. Ülkesini terk etmesini ve söylediği yerde dul bir kadın ve çocuğunun yanına sığınmasını söylüyor.

Ülkesinin güzeller güzeli Kraliçesi tüm Peygamberleri ve inananları yok etmek istediği için İlyas da verilen emre itaatle yola çıkıp, dul kadının evine varıyor.
Kadına onlarla kalması gerektiğini, bunun Allah’ın bir buyruğu olduğunu iletiyor. Kadın ‘’benim kendime ekmeğim yok burada kalamazsın’’ deyip bir parça ekmek ve su verip İlyas Peygamber’in gitmesini bekliyor. Fakat İlyas Peygamber ne yapıp edip kadını ikna edip yanlarında kalıyor. Çünkü yeni buyruk gelene kadar öncekini uygulaması buyuruluyor.

İlk mucizesi, dul kadının ölen oğlunu diriltmek oluyor. Kadının oğlu bir gün çok hastalanıyor ve ölüyor. Halk bunun tanımadığı bir adamı eve aldığı için bu adamın laneti olduğunu düşünüyor. İlyas ne dese de kendisini haklı çıkartamıyor.

 Halk beşinci dağın zirvesinde yaşayan Tanrılar olduğuna inanıyor. Tanrıların lanetlediğini düşünülüyor. İlyas böyle bir şeyin olmadığını Tanrı’nın tek olduğunu ve çocuğu diriltebileceğini söylüyor. Ve Allah tan aldığı güç ve buyrukla dul kadının çocuğunu diriliyor.

Bu olayı gören çoğu insan ve dul kadın İlyas'ın bir peygamber olduğuna inanıyor.

Zamanla bu dul kadın ve İlyas arasında kendilerine dahi söyleyemedikleri bir aşk doğuyor. İşte bundan sonra İlyas için zorlu ve çileli zamanlar başlıyor. Sevdiği kadını kaybediyor. İnancı ve tekamülü kayboluyor.

 Bir Peygamberin inancının ve tekamülünün kaybolması ne kötüdür?

Keyifli okumalar olsun.

            Dereler ve bitkiler gibi, ruhlar da bir başka yağmura gerek duyuyordu. Umut, inanç yaşam amacı. Bunlar olmazsa beden yaşamayı sürdürse bile ruh ölüyordu. O zaman insanlar şunu söyleyebilirdi.  ‘'Burada bu bedenin içinde, vaktiyle bir insan varmış.



Yorumlar

Popüler Yayınlar