Kayıtlar

“Gökyüzüne Gülümseyebilmek”

Resim
İnsan kendini nereye ait hisseder? Neden bu kadar çabalarız ait olabilmek için? Bir vatana, bir aileye, bir aşka, bir eve, bir insana… Belki de asıl çabamız, dünyaya ait hissedebilmek içindir. Klişe olsa da sıkça hatırlanan bir söz vardır: “Dünya, hassas kalpler için bir cehennemdir.” Gerçekten de öyle midir? Herkes kendi cehennemini ya da cennetini kendi mi yaratır? Ve herkes bu dünyaya ait olmak zorunda mıdır? Belki de bazı kalpler, ait olmadıkları bir yerde atmaya çalışıyordur. Bugün yaşadığımız dünyada her şeyin merkezinde para var. Tüm mutsuzluklarımızın temelinde de o yatıyor. Para, bir araç olması gerekirken artık bir amaç haline geldi. Parayla mutluluk, parayla aşk, parayla huzur; hatta bir yere kadar sağlık bile satın alınabiliyor. Para güçtür, metadır, iktidardır... Ama sonunda dönüp baktığımızda, sadece bir kâğıt parçasıdır. Maaşlı çalışanlar sabah akşam işte. Çoğu, yaptığı işi severek değil, zorunda olduğu için yapıyor. Gün boyunca gökyüzüne bakmıyor, güneşin tenin...

“Zihinsel Cennet: Ülkemde Bir Yaz Masalı”

Resim
  “Zihinsel Cennet: Ülkemde Bir Yaz Masalı” Temmuz 2025 Demek isterdim ki: Ne güzel bir yaz günü… Kuşlar gökyüzünde özgürce süzülüyor, çocukların neşesi sokakları sarıyor. Kadınlar mutlu, hayvanların yediği önünde, yemediği arkasında. Herkes sıraya girmiş, birbirine iyilik yapmak için yarışıyor. Ülke desen, sanki cennetten bir köşe. Coğrafi olarak değil, zihinsel olarak… Ağaçlar dans eder gibi salınıyor rüzgârda. Gölgesine sığınan bizlere sıcak bile işlemiyor artık. Dünyanın dört bir yanından insanlar geliyor ülkemize. Kültür-sanat festivalleri düzenleniyor, gastronomi etkinlikleri yapılıyor. Sağlıklı yaşamak bir zenginlik göstergesi değil artık, bir hak. Zaten zengin-fakir ayrımı da kalmamış. Evet, kazançlar farklı olabilir ama biz sosyal bir devletiz. Herkesin bir evi, küçük de olsa ekili bir tarlası var. Elektrik, su, ısınma, barınma... Bunlar devletin güvencesinde. Adalet mi? O da yerli yerinde. Belediye başkanımızı, cumhurbaşkanımızı kendimiz seçiyoruz. Seçimlerde adalet...

Karun Ve Anarşist

Resim
        İskender Pala'nın her kitap yorumunu yazarken ne kadar güzel yazdığını düşünüyorum hep. Bilgi, tarih, kültür hikâye, anlatım yalınlığı, akıcılığı ve okuyucuyu bağlayan o müthiş konular...         İskender Pala, geç keşfettiğim bir yazar olsa da sırasıyla kitaplarını temin ederek okuyorum. Kaybettiğim zamanı kazanıp tüm romanlarını okuduğumda içim rahat edecek  😊  Bu okuduğum dördüncü kitabı Karun ve Anarşist kitabının konusu da tarihle bağlantılı bir günümüz romanı aslında. Hikâyedeki kahraman isimleri bile birbirinin tersi olarak seçmiş yazar. Tarihteki Lidya Krallığındaki köle Halludas'ın hikayesi günümüzdeki Sadullah mesela.  İlk Lidya krallığı anlatılırken isimler orijinal isimler gibi geldi sonra günümüze dönünce ilk etapta değil ama bir bölüm sonra anlayabildim. Benzer hecelerden var sandım sonra bir baktım ki birebir tersi isimler. İlginç düşünülmüş. Tüm karakter isimleri bu şekilde seçilmiş. Hikâyede Lidya Kralı, ...

Adana Gezisi

Resim
Büyük hayaller ile gittiğim Adana şehri bende biraz hayal kırıklığı oldu. Fazla beklenti içinde oldum sanırım. Zamanlamam kötüydü de diyebilirim. Irkçılık yapmak istemiyorum fakat Adanalıdan çok Suriyeli vardı çevrede. İnsana insan olarak bakarım. Ama bana rahatsızlık veriyorsa da rahatsızlık duyarım. Geleneksel bir şehir olarak beklentimi karşılamadı Adana. Öncelikle küçük bir şehir. Havaalanı şehrin içinde ve dolmuşla 5 dakika da şehir merkezine varıyorsunuz. Şehir merkezinden bir ‘’U’’ çizerekse şehri gezebilirsiniz. Tam anlamıyla gezilecek yerlerin tamamı yan yana. Görünüm olarak binalar çok eski lüks otellerin bile mimarisi kötü diyebilirim. En lüks ve şık görünen otel Divan oteldi. Tarihi olarak Ramazan Oğulları Beyliğine de ev sahipliği yapan Adana da şehrin merkezinde gezilecek Ramazan Oğulları medresesi dışında tarihi bir alan mevcut değil.  Yemekleri lezzetli özellikle de ciğeri. Fakat mideniz alışık ya da sağlam değilse vay halinize. Gelin kısaca neler yaptık ...

Kaderin Kodu

Resim
       Kaderin Kodu kitabını pozitif dergisinde okuduğum bir röportaj da keşfettim. Sevgili Ünal Güner'in kitabı.        Ünal Güner küçük yaşlarda judo ve aikido gibi Uzakdoğu sporlarıyla uğraşmış ve başarılar kazanmış bir sporcu aslında. Aynı zamanda sağlık fakültesinde spor fizyolojisi ve psikolojisi dalında yüksek lisans yapmış bir sağlıkçı.                                  ‘ ’Uzakdoğu sporları sadece bedenen değil, ruhunun gelişip esnemesine de olanak tanımış olduğunu belirtiyor.’’ Yazar metafizik ve nefes terapilerine de ilgi duyduğu için eğitimini almış. Simya adlı bir atölye açmış ve aldığı dönüşüm eğitimlerini danışanlarına vermeyi sürdürmekte. En sevdiğim konu dönüşüm olduğu için Ünal Bey tabi ki de hemen ilgimi çekti ve kitabını edinip okudum. Hayatta yaşanılan hiçbir şeyin tesadüf olmadığını anlatıyor Ünal Güner. Söylediğimiz sözlerin salınımı ve...

Ferda

Resim
Ferda kitabını elime aldığımda çok güzel bir hikâye olduğunu hissetmiştim. Hikâye bir anne-kız hikayesi benim gözümde. Kitabın yazarı çoğu kişinin tanıdığı bir isim. Sevgili Ebru Cündübeyoğlu. Bazı kelimeleri bazı paragrafları o kadar güzel işlemiş ki nakış gibi. Uzun zamandır okuduğum romanlarda altını çizdiğim paragraflar azdı. Ferda da tam tersi oldu. Sizinle de paylaşacağım çünkü ifadeleri gerçekten çok sevdim ve çok severek okudum. Kitabın konusuna gelince, Emekli Felsefe öğretmeni Ferda Hanım’ın hikayesini konu alıyor. Ferda, Şile de bahçeli müstakil evinde yalnız yaşamaktadır. Eşinden ayrılmıştır. Kızı yurt dışında yaşamaktadır. Aynı zamanda eşinin babası İtalya da çok ünlü bir şeftir fakat hayatta değildir. Ferda öğretmenliğin yanı sıra başarılı ve tanınan bir yazardır da. Son çıkacak fantastik kitabı üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Yalnızlığını İtalyan şef kayınpederinden öğrendiği tariflerle paylaşır. Sonra bir komşu gelir Ferda’ya. Orhan Bey kuşları izleyen bir kuş...

Beşinci Dağ

Resim
                                      Paulo Coelho’nun bir kitabıyla daha karşınızdayım. Beşinci Dağ, İlyas Peygamber’in hayatı ve zorlu mücadelesini konu alıyor. Coelho’nun kitaplarında bir büyü vardır. Okumaya başlar başlamaz içimdeki heyecanı tetikler benim. Bu seferde öyle başladım okumaya. Bir Portebello Cadısı ile bir değil ama güzel bir kitap. Şöyle ki ben bu kitapta daha çok ilim ve simya bekledim. Marangozluk yapan İlyas Peygamber küçük yaşlarından beri melekleri duyabiliyor. Önceleri korkuyor. Fakat zaman geçtikte bu duruma alışıyor ve Allahtan gelen vahiyleri dinlemeye başlıyor. Allah ona peygamber olacağını müjdeliyor. Ülkesini terk etmesini ve söylediği yerde dul bir kadın ve çocuğunun yanına sığınmasını söylüyor. Ülkesinin güzeller güzeli Kraliçesi tüm Peygamberleri ve inananları yok etmek istediği için İlyas da verilen emre itaatle yola çıkıp, dul kadının evine varıyor....