Büyü Dükkanı



Bu kitabı ilk gördüğümde çok etkileyici bir roman olduğunu düşünmüştüm. Etkileyici olduğu doğru ama roman değilmiş. Bir nevi kendini sorgulama kitabı diyelim. İçinde küçük hikayeler var. Büyü dükkanına sahip bir satıcı ve dükkanda aradığı her şeye bir bedel ödeyerek sahip olabilecek müşterilerin hikayesi anlatılıyor. Bu dükkanda her şey mevcut. Aşk, korku , şans, mutluluk,tutku...

Kitapta kısa hikayeler anlatıldığı için kitabın özetini geçmeden beni en çok etkileyen alışverişi anlatacağım size. Devamını inanıyorum ki merak edip okumak isteyeceksiniz.

Hikayeye başlamadan önce yazarından bahsetmek isterim. Kitabın yazarı tahmin edeceğiniz üzere bir psikolog. Bir terapi ve psikolojik gelişim merkezine sahip.Eğitimini ODTÜ de tamamlayıp yüksek lisans ve doktorasını da aynı alanda tamamlamış. Yine aynı bölüm olan klinik psikolojide uzmanlaşmıştır. Yurt dışında aldığı eğitim sonucunda da Psikodrama terapisti olmuştur.Psiko drama ve yazar hakkında daha detaylı bilgi için http://yesimturkoz.com/anasayfa/ bakabilirsiniz.

Kitapta beni etkileyen hikayeye gelince,

Bir gün yaşlı satıcının dükkanına bir kadın gelir. Yaşlı satıcıyla tanışmasının ardından etrafı incelemeye başlar. Sorular sorar. Satıcının çok şanslı olduğundan bahseder. Satıcı nedenini sorduğunda '' Burada doğa ile iç içe yaşamanın çok güzel olduğunu kendisinin bu şansa sahip olamadığını söyler'' satıcı şaşkın hata yapmamak adına temkinli yaklaşır.
Kadına ondan ne almak istediğini sorar.
Kadın şans ister ve karşılığında nasıl bir bedel isterse ödemeye hazırdır. Mutlu olmadığını ,hayatında hiç şanslı olmadığını ,eşiyle normal bir ilişkisi olduğunu ama onu tatmin etmediğini bir çocuğa sahip olduğunu ama para konusunda sıkıntılı olduğunu söyler.

Satıcı müşterisini dinledikten sonra pazarlığa başlar. Ona şans vereceğini  fakat karşılığında mutlu olduğu anlarını alacağını söyler. Kadın kabul eder.Çünkü mutlu olduğu anlar çok azdır. Satıcı kadına koltuğu gösterir ve uzanıp tüm mutlu anlarını düşünüp veda etmesini onları burada bırakmasını söyler. Kadın hepsini hatırlayamayacağını söyler satıcı ise vaktimiz var diyerek hatırlamasını ister.

Kadın düşünmeye başladıkça bazı mutlu anlarınla vedalaşır. Yaklaşık 1 saat geçer ama bazılarına veda edememektedir. Çocuğunun doğumu,evlendiği gün bunlara veda etmek istemez .
Düşündükçe veda edemediği anları çoğalır. Ve aslında hatırlamadığı ne kadar çok mutlu anının olduğunu görür. Aslında mutludur ama gözleri kendinden çok dışarıyı gördüğü için kendi mutluluğunu görememiştir.Sonunda şans almaktan vazgeçer. Kendini bulmuştur. Müşteri de satıcı da çok mutludur. Çünkü büyü dükkanından asıl ihtiyacı olanı almıştır.

En çok istediğimiz gerçekten bizi mutlu edip ihtiyacımızı karşılayacak şeyler midir? yoksa bazen göremediklerimiz mi?

Ne güzel bir mutluluk tanımı.Kaç kişi bırakabilir en mutlu olduğu anları?

Keyifle okuyup içinde kendinizden parçalar bulacağınız bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.Kitabın ikincisi de var. Onu da okuyunca paylaşacağım... Sevgiyle

Yorumlar

Popüler Yayınlar