Fay Kırığı Mehmet



Okuduğum en değişik kitaplardan biri diyebilirim. İlk sayfalarda okurken çok zorlandım hatta okuduğumu anlamayıp başa dönüp tekrar okuduğum oldu. Anlatımda sanki kimin konuştuğu belli olmuyor gibiydi. Bir cümlenin ortasına giren diğer ses başka karakterin sesiydi. Anlayacağınız okumak için kendimi zorladığım kitaplardan oldu.Kitap devam etmesem mi diye düşünürken sardı beni. Bazen böyle olur. Yazarın ise okuduğum ilk kitabı. Kendisi çok kıymetli bir yazarmış. Bilmiyordum yeni tanıdım.

Kitap ta anlatılan hikaye 2005-2006 yılları Türkiye sinin sosyal ve ekonomik durumunu büyük aile şirketlerinin yada Türkiyenin tanıdığı ünlü ailelerin hayatına ışık tutmuş gibi. Tabi ki bu bir yargı değil. Olabilir şeyler anlatılmış kitapta olanlar değil.

İki farklı Türkiye anlatılmış. Şimdilerde çokça yaşanan ötekileştirmeden bahsedilmiş.Bilerek ötekileştirilmiş.Değişik.

Hikayenin asıl kahramanı Mehmet. Mehmet'in zorlu geçen askerlik anılarıyla başlıyor roman.Zaman zaman o günlere dönüyor Mehmet. Sizde onunla beraber özellikle terör bölgesinde askerlik yapanların haline tanık olabiliyorsunuz. Benim eşimde aynı şartlarda ve çatışmalarla geçen bir askerlik yaşadığı için romanda anlatılanları daha önce dinlemişim gibi hissettim. Vurulan şehit düşen arkadaşlar. Gözünün önünde olan bitene müdahale edememen. Kopan kollar, bacaklar,yarım kalan hayatlar,bitmiş ruh sağlığı ve hayata devam edebilmek.

Bu hikayelerle başlıyor roman ve her sayfasında bu ruhu üç seri boyunca hissetmeye devam ediyorsunuz. Hatta serinin 3. kitabı olan Rojin de anlatılanlar bence tamamen bu hikayelerden oluşuyor. Henüz okumadım.

Bunun dışında iki aile arasında başlayan ortaklık, birinin bitişi diğerinin yükselişi aynı zamanda da  Mehmet'in askerde gösterdiği kahramanlığın ötesinde ne kadar yalnız ve hatta karakterinin oturmamışlığımı diyeyim bilemedim. Kahramanlığı kahramanlık için yapmamış. Hatta benim fikrimde ruhunu paraya satan bir karakter Mehmet. Bir an gelip sevdiğiniz bir an hiç hoşlanmadığınız değişik bir karakter.

İlk gördüğünde hayran olduğu, asker arkadaşının boğazda ki yalısının yani sahibi Mehmet. Allaha inanmayan ibadet etmeyen ama o yalıya sahip olabilmek için tesettürü bir kadınla evlenen Mehmet.

Evlilik kısmı ve yaşananlar ikinci kitap olan Emine de detaylı anlatılıyor. Bende orada anlatacağım.
bu kitap romana giriş kitabı diyelim. Kadıoğulları gibi Kayserili ve mutaassıp bir aileyle Plevneliler gibi İstanbullu L&M tekstilin sahipleri ve ortağı olan bu iki alenin batış ve çıkış hikayesi. Simin karakterini de unutmamalı. Çok güçlü bir kadın karakter ilk kitapta bol bol okuyacaksınız Simini.

Mehmetin bu iki aile ile ortak noktası ise Plevneliler'in Büyük oğlu Cenk ile Kadıoğulları'nın büyük oğlu Yakup'un askerlik arkadaşı olması. Birde Yakup un Mehmet e olan can borcu...
Yakup'un kardeşi Emine ile evlenip hayallerini gerçekleştirmeye çalışan Mehmet İkinci kitapta muradına eriyor. Hem Emine ile evleniyor hemde zenginlik hayallerine kavuşuyor.

Hadi bakalım okuyalım, ikinci kitapla kaldığımız yerden devam...Mehmet ve Emineyi nasıl bir hayat bekliyor olacak...

Bu blogdaki popüler yayınlar

RİTÜEL- Hıdrellez ... en sevdiğim

Hoşgeldin 34 yaşım...

Abum Rabum-İskender Pala 2018 10. Kitap