Bir Cihan Kafes...


'' Ah kınalı kuzum...bir cihan kafes işte... Geldin kondun. Kırıldı kanadın,yoruldun. Nefesin bitti,gözünü yumdun. Hepsi bu...''

Sevgili İclal Aydın'ın üçleme olarak çıkan ilk kitabından bahsedeceğim bugün. Aslında bu kitap üçlemenin ilk kitabı iken ben ilk Unutursun kitabından başladım okumaya. Sonra Üç Kız Kardeş geldi. Sonra bu kitap. Üç Kız Kardeşi bitirdikten sonra kitapların üçleme olduğunu öğrendim. Yani benim okuma sıralamam 2,3 ve 1. kitap oldu. Olsun çok kaçırılmış bir şey yok çünkü aslında kitapların hepsi ayrı bir hikayeyi içinde barındırıyor.
 Hikayeyi anlatmadan önce söylemeliyim ki kitap serisi 6 ya tamamlanacak. Hatta Üç Kız Kardeş dizi olarak ta yayınlanacakmış.Ben birebir İclal Aydın'dan duydum.Bekliyorum...
 Hatta şu an kitapları okuyanlar bilir Defne karakterini. İşte Defnenin Yunanistan'a doğru yolculuğunu anlatacağı kitabın hazırlığını yapıyor İclal Aydın. Sıkı takip ediyorum öyle diyelim. Seviyorum kendisini.



Kitaplara gelirsek diğer iki kitabı da burada paylaşmıştım sizinle fakat bu kitabı onlarla birleştirerek okuduğum için daha anlamlı buldum.Unutursun ve Bir Cihan Kafes tamamen birbirinin aynı kişilerle dönen hikayeler. Üç kız kardeş apayrı bir hikaye ama buluşma noktaları var. Bir yerde birilerinin kesişiyor hayatı. 3 kitabı da sevdim ben İclal Aydın en çok Unutursun'u sevmiş tekrar okuyunca. Ben ne bileyim ayırt edemedim. Bu kitabı sevdim. Üç Kız Kardeş aile sıcaklığı, eski günleri, kardeşliği, özlediğimiz duyguları hissettirmişti. Unutursun aşkı, hüznü ,vefayı anlatmıştı. Bence hepsi ayrı güzel... Daha okumasam da biliyorum ki 4. Kitap Yunanistan'ı içinde barındırdığı için daha çok seveceğim.

Bu kitapta Samire ,Yaşar ve Lorin ... birbirlerinin hayatının aslında başköşesinde olan ama aynı zamanda birbirine o kadar uzak  üç kadının hikayesi. Üçünün de hikayesi acıklı üçü de duvarlar örmüş kendilerine, acıdan kaleler yapmışlarda içinden çıkamamışlar.Ömürleri geçmiş farkına varamamışlar. Neyse ki burada yaşanan acılar Unutursun da bir nevi mutluluğa dönüşüyor.

İşte bu üç kadının en çok ta canım Samire ve Lorin 'in hikayesi bu. Aşkla örülmüş, aşksız kalınmış. Yalnızlığın tek başına lığın hikayesi.

Lorin ,içinde kaybolduğu hayata bir de aşk ekledi. Bu aşk onu istediği yere taşımadığı gibi içindeki kız çocuğunu da hırpaladı. Acısını anca kendisinin dindirebileceğini düşünen Lorin aile sıcaklığını bulduğunda çıkabilecek mi günyüzüne.?

Samire, aslında çocuk ruhunda her şeyi bilerek yaşamış ama kimseye fark ettirmemiş. Ethem'i sevmiş kocası diye...acaba mutlu oldular mı?

Yaşar, bazen sevdiğim bazen duvarlarının arasına okurken bile geçilemeyen Yaşar. Çok başarılı bir karakter gerçekten ben bile aşamadım duvarlarını. Alıp oradan oraya çarpmak istedim, sonra dizime yatırıp saçlarını okşamak. Ama en çok ta Samire'nin Yaşara ördüğü patiklere üzüldüm.Anne kızın bir türlü kesişemeyen yollarına, evladına hasret anneye üzüldüm...

Bu hikaye böyle kalsın burada... Yarım anlattım ki sırrı kaçmasın Unutursun da bulun devamını...
Güzeldi... Okunması gereken bir seri yaratmış İclal Aydın.Devamını sabırsızlıkla bekliyorum. Henüz okumadıysanız benim gibi yapmayın ilk kitaptan yani Bir Cihan Kafesten başlayın.
Keyifli Okumalar Dilerim.

Yorumlar

Popüler Yayınlar