Çevrimdışı Aşk- 2018 2. Kitap
Bugün çok eğlenceli bir romandan bahsedeceğim sizlere. Şebnem Burcuoğlunun son kitabı Çevrimdışı Aşk...
Yazarın kendisini ismen Kocan Kadar Konuş filminden sonra duydum. Kitap sever olan ben nedense kitabın reklamlarını D&R kapılarında o dönemde görmeme rağmen içimde hiç'' ay hemen almalıyım'' gibi bir his oluşturmamıştı. Şimdi ise keşke okusaydım diyorum. Filmini izledikten sonra kitap okumak ise hiç içimden gelmiyor. Neyse ki bu kitabı yakaladım.
Bir de Şekerfare diye bir kitabı varmış yazarın. Filmi çekilmeden yetişirsem bir de onu okumak istiyorum. Çünkü gerçekten çok eğlendim.
Dili inanılmaz akıcı ve hikaye tamamen içimizden birini hatta birilerini anlatıyor. O yüzden de sizi sarıp sarmalıyor. Okurken kendimi bazı yerlerde kahkaha atarken buldum. Sanki anlatılan olay gözümün önünde karşımda yaşanıyor ve ben olaylara gülüyorum gibi gerçek bir anlatım var kitapta.
Ne diyeyim çok güldüm. Çok iyi geldi. Dedim ya diğer kitaplarını okumamış olmam büyük kayıpmış benim için.
Kitabın konusundan da biraz bahsetmek isterim;
Kumru işinde çok başarılı ,yakında zamanda terfi alacağını düşünen antisosyal bir şirket çalışanıdır. O kadar ki yazın tatile bile çıkmaz çalışır. Terfinin açıklanacağı gün ise babaannesinin cenazesi vardır. Ve iş yerinde ki arkadaşının da gazıyla şirket sahibinden izin alıp cenazeye katılır. Orada öğrenir ki Babaannesi çocukluğunun geçtiği Datça da ki evi kendisine bırakmıştır. Fakat evi üzerine geçirebilmek için tek şart vardır. 4 yıldır kullanılmayan bu evi çekip çevirip yaşanılır hale getirmek.
Ne yapacağını bilemez halde şirketten nasıl izin alabileceğini düşünürken terfi de ne ki kovulduğunun haberi gelir. Esas kızımız Kumru mecburi canıım Datça ya gider ve hikaye başlar. Çocukluk arkadaşı Mehmet ve tüm doğal ,organik ve samimi yaşantısıyla Datça Kumruyu beklemektedir.
Yılbaşın da yayımladığım hediye edilecek kitaplar listemde de bulunan bu kitap mutlaka okunmalı.Günümüz modern insanının yada kölelerinin tipik yaşantısı ve davranışlarının sergilendiği ,sosyal medya bağımlısı bizlerin aslında ne kadar da sıradan yaşadığımızı bizlere gösteren çok güzel bir rehber.
Ve son söz olarak ta en kısa zamanda gidip bir köye yerleşmeli. Burası Datça olursa değmeyin keyfimize. Keyifli okumalar dilerim.
Yazarın kendisini ismen Kocan Kadar Konuş filminden sonra duydum. Kitap sever olan ben nedense kitabın reklamlarını D&R kapılarında o dönemde görmeme rağmen içimde hiç'' ay hemen almalıyım'' gibi bir his oluşturmamıştı. Şimdi ise keşke okusaydım diyorum. Filmini izledikten sonra kitap okumak ise hiç içimden gelmiyor. Neyse ki bu kitabı yakaladım.
Bir de Şekerfare diye bir kitabı varmış yazarın. Filmi çekilmeden yetişirsem bir de onu okumak istiyorum. Çünkü gerçekten çok eğlendim.
Dili inanılmaz akıcı ve hikaye tamamen içimizden birini hatta birilerini anlatıyor. O yüzden de sizi sarıp sarmalıyor. Okurken kendimi bazı yerlerde kahkaha atarken buldum. Sanki anlatılan olay gözümün önünde karşımda yaşanıyor ve ben olaylara gülüyorum gibi gerçek bir anlatım var kitapta.
Ne diyeyim çok güldüm. Çok iyi geldi. Dedim ya diğer kitaplarını okumamış olmam büyük kayıpmış benim için.
Kitabın konusundan da biraz bahsetmek isterim;
Kumru işinde çok başarılı ,yakında zamanda terfi alacağını düşünen antisosyal bir şirket çalışanıdır. O kadar ki yazın tatile bile çıkmaz çalışır. Terfinin açıklanacağı gün ise babaannesinin cenazesi vardır. Ve iş yerinde ki arkadaşının da gazıyla şirket sahibinden izin alıp cenazeye katılır. Orada öğrenir ki Babaannesi çocukluğunun geçtiği Datça da ki evi kendisine bırakmıştır. Fakat evi üzerine geçirebilmek için tek şart vardır. 4 yıldır kullanılmayan bu evi çekip çevirip yaşanılır hale getirmek.
Ne yapacağını bilemez halde şirketten nasıl izin alabileceğini düşünürken terfi de ne ki kovulduğunun haberi gelir. Esas kızımız Kumru mecburi canıım Datça ya gider ve hikaye başlar. Çocukluk arkadaşı Mehmet ve tüm doğal ,organik ve samimi yaşantısıyla Datça Kumruyu beklemektedir.
Yılbaşın da yayımladığım hediye edilecek kitaplar listemde de bulunan bu kitap mutlaka okunmalı.Günümüz modern insanının yada kölelerinin tipik yaşantısı ve davranışlarının sergilendiği ,sosyal medya bağımlısı bizlerin aslında ne kadar da sıradan yaşadığımızı bizlere gösteren çok güzel bir rehber.
Ve son söz olarak ta en kısa zamanda gidip bir köye yerleşmeli. Burası Datça olursa değmeyin keyfimize. Keyifli okumalar dilerim.