Ramazanlar Eski Tadında Olsun...




Ramazan geldi çok şükür.Bu senede her seneki gibi eski tadında geçsin istiyorum.Şimdilerde çok bu tadı alamasak ta çocukluğumuzda kalan ramazanlar hep özlemimizde. Sofrada oturup ezanı bekleyişimiz,pide,hurma, sıcak bir tas çorba hatta pastırma ramazanın en güzel hatırlatıcıları bana.

Anneannemde açtığımız oruçları hatırlarım. Camdan baktığınızda cami görünürdü ışıkları yanardı yeşil yeşil.Hemde top sesini duyardık .Anneannemin maydanozlu çoban salatası eşliğinde açtığımız iftar gibisi yoktu.Çocukken ramazanlar kışa gelirdi.Hem zaman kısa olurdu,hem soğukta ramazan daha keyifli olurdu. Birde hava çabuk karardığından akşam çökünce yemek yemeyi daha çok severdim.

Eskiden aile içinde yenen o iftar sofralarının aynısı kurulamıyor artık. Kimisi aramızdan ayrılmış.Kimimiz çalışıyoruz.Kimisi uzak.Herkes hele ki hafta içi ise bir araya gelemiyor artık. Şimdi kadınlarda çalışıyor. Kimse evde misafir ağırlamak istemiyor. Herkes çalıştığı için belki de bu zamanda normal karşılamalı bu durumu.Ama yinede ben misafirden yanayım.Misafir berekettir.
4 yıl olacak evlendiğim bir tek Nisanın  doğduğu yıl ağırlayamadım kimseyi yani sadece 2 kişiyi davet edebildim. Halbuki her hafta 2 aileyi davet etmek adetimdir. Çok severim yapmayı da yedirmeyi de yemeyi de. Bakalım bu sene ne olur nasibimizde.

Allahım herkese sağlık içinde hayırlı ramazanlar nasip etsin.
Ramazan gazetesi çıkarmışlar bende biraz göz attım. Bakın neler diyor;

Eskiden ramazanlar sevinçle karşılanırmış.Osmanlı döneminde şaban ayından sonra görülen ilk hilal de ramazan ayı başlar diğer ay hilal görülene kadar oruca devam edilirmiş. Sonrasında da bayram yapılırmış. Ayın halini görebilmek için yüksek camilerin tepesine sözüne sadık memurlar gönderilirmiş.Fakirleri doyurmak için herkesin yarıştığı ramazanı herkes böyle kutlamaya başlarmış.

Ramazan ayında edilen tüm dualar kabul olunduğundan bu döneme gereken özeni göstermek önemli imiş. Herkes kılık kıyafetine dikkat eder. Gecelerini ibadet halinde geçirirmiş.İnsanlar bu ayda iyi işlere yönelmeli, kalplerinden kötülüğü çıkarmalıdırlar.

Bir Hadis-i Kuddisi de şöyle buyurulur  ''Adem oğlunun her ameli kendisi içindir.Ancak oruç müstesna o Benim içindir.Onun karşılığını Ben veririm...Çünkü yemesini, içmesini ve şehevi arzularını benim için terkediyor'' buyurmuştur.


Ramazanda gerçekleşen sadece müslüman Türklere ait bir gelenekte   ''diş kirasıdır''. İftara gidilen eve gelen misafir ,oradan ayrılırken değerli bir hediye bırakır ki buna diş kirası denir. O gün ev sahibinin yaptığı sevaba karşılık ihtiyacı olanlara verilmek üzere hazırlanırmış bu hediyeler. Osmanlı zamanında padişahlarda da yaygın olan bir gelenekmiş.

Ramazan ayı  hayırlara vesile olsun,barış getirsin dünyamıza...

resimler ve alıntı,
ramazan gazetesi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hoşgeldin 34 yaşım...

Grinin Elli Tonu ve serisi -Fifty Shades of Grey

Ederlezi...