ANNE-Bir gün değil hergün

Küçücük bir bakışın çözer beni kolayca...

 Anne olduğumdan beri kendi çocuk olduğum günleri unuttum. Sanki hiç çocuk olmamışım gibi. Sadece kızımın sarıp sarmalanmaya ihtiyacı var gibi hissettim.Halbuki bende hala annemin çocuğuydum ve benimde ihtiyacım vardı.Bazen anneme sarıldığımda bunu son zamanlarda ne kadar az yapıtığımı düşünüyorum .Yada sadece anneme ve bana ait olan bir zaman neden yaratamıyoruma takılıyorum.
Annelik benim kayıp dünyam mı? Kendim annelik serüveninde kayboldum sanırım. Bir anneyim her şeyi en iyisi ile yapmaya çalışan, hep eksik kalan, çok seven. Ama Hande yi bulamıyorum. Hande kayıp.Zorluyorum bazen,sonra diyorum ki Nisan mutlu olsun da kaybolan benim 3 yılım olsun. Keşke başarabilseydim.geçtiğimiz 3 yıl boyunca hem anne, hem Hande, hemde çocuk olabilmeyi...



Geçtiğimiz pazar anneler günüydü kafamda bunu irdeledim. Kendi günümün kutlanmasını beklerken. Kızımın ilk defa ağzından dökülen ''annecim anneler günün kutlu olsun ''demesi beni mest ederken,kendim çocuk olarak anneme sarılmadan bir gün geçirmiştim.

Neden sorumluluklar bazı şeyleri unutturur.Oysa ki en muhtaç olduğum yer ve en güven bulduğum yer annemken ve çok şükür annem hala hayatta ve biz birbirimizi duyabiliyorken.

Sorumluluklar unutturur.Bu bazende saklanma halidir.Bahane üretme halidir. Benim içinse hepsiyle beraber yorgunluk halidir.

Ne kutsaldır anne olmak. Allahın verdiği ne büyük bir lütuftur. Nasıl bir deli sevgidir. Ve annenin de senin şuan çocuğuna duyduğun hisleri sana duyması ne büyük bir nimettir. Anne olunca anlarsın ne yerinde, ne güzel ,ne mutlu, ne yorgun, ne depresif, ne sevgi dolu bir kelimedir.

Çocukken annemi yanımda bulamadığım sabahlarda camın önüne geçip nasıl ağladığımı hatırlarım.Gördüğümdeki sevincimi... sadece annemin yara olabildiği çocukken ki baş dönmelerimi ve mide bulantımı, o zamanlarda yaptığı deli çorbasını. Bakkaldan aldığım 250 gr turşunun yanına annemin yaptığı yumurtalı patatesi. İlkokulda arkadaşlarım okul çıkışında annesiyle pideciye gidiyor diye annemin beni okul çıkışında pideci de beklediği o günü ve lezzetli pideyi...Her yılbaşı öncesi bir sürü kartpostal seçişimizi ve beraber sevdiklerimize yazılar yazıp postalamamızı. 1 .sınıfa başladığım gün annemin sınıfın kapısında beklemesini. Yılbaşı gecesi sabahlayıp oturmak isteyen ablamla beni yattığı yerden kalkıp her seferinde yatırmasını ve mahallede bulduğumuz bir kasa yufkayı kimin olduğunu bilmeden yediğimiz için ablamla beni nasıl dövdüğünü. Bu son hikaye aslında çok yaralar ablamla beni .Çünkü bütün arkadaşlarımız görmüştü dayak yediğimizi. Anneler günün kutlu olsun annem...


(O zamanlar çocuklarda şiddetli psikolojik bozukluklar olmadığından hiperaktiflik henüz keşfedilmediğinden,çocuklara hasta muamelesi yapılmadığından ve herkesin tahammül sınırı daha yüksek ve yenilen neredeyse her şey doğal olduğundan arada çocuğa atılan bir şaplak o kadar problem olmuyordu.
Şimdi ise tahammülsüz anne babalar çocuğu yıpratıp şaplak değilde işkence ettiğinden  şu zamanda hala bilinç seviyelerinde ilerleme kaydetmediklerinden dokunmasın kimse çocuklara....Ama bizim zamanımızda terlik yemek çocukluğun şanındandı. Bunu da atlamamak lazım.)

Annemin yanında hatırladığım 3 kadın daha var elbette. İlk arkadaşım ablam. Çocukken çok anlaşamayıp gençlik dönemimizi ise ayrı geçirdiğimiz ablam. Bu zamanlarda o kadar cefakar ki bütün aileyi sırtlayıp götürdüğünü düşünüyorum onun. Hatıralar mı bitmez tabi. Rodrigo diye bağırıp kapıya tekme atmamız,ablamın Hülya Avşar resimlerinden oluşan defteri,annemin yatak odasında oynadığımız voleybol maçları,bana yılbaşı hediyesi olarak aldığı barbi bebeği benim kapının önünde satmam. Daha saymakla bitmez. Anneler günün kutlu olsun Ablam


Çocukluğumda bana çok bakmış olan teyzem anne yarım. Anneannemde daha teyzem bekarken saçımı tarardı. Kemeraltına gidecektik o gün. Bir şeyler alırız kemeraltından dedi.Teyzemin kastettiği gevrek sandawic gibi bir şey ken benim algıladığım oyuncaktı.Tamam ucuz bulursak alırız demiştim. Ne masum ne  güzel çocuklarmışız biz .Varlığı yokluğu bilen. Ucuz bir şey alalım karşımızda kini zora sokmayalım diye düşünen. Bana aldığı boncuk işlemeli kot şortum vardı en sevdiğimdi o benim. İsmimi seçen de teyzemdir benim. Annem bazı akşamlar ablam ve beni anneanneme bırakırdı. İşte o akşamlar bayramdı bize.Teyzem ve arkadaşları Yüksel ve Sema abla gelir annemler gelene kadar papaz kaçtı oynardık. daha bir sürü hikaye var buraya sığmayacak. Anneler günün kutlu olsun teyzem.


Ve son olarak Canımın içi melek anneannem. Anneannem olmadan nefes alamam sanırdım. En yakın arkadaşımdı o benim. Onunla bir gece kokumuz vardı kimseler bilmez. Her cumartesi bana yaptığı pişiler ,anlattığı hikayeler...Onu kaybetmenin burnumdaki sızısı. Anneler günün kutlu olsun anneannem...Yüreğimin sızısı


Ve sevgili Hande... lütfen kaybolma artık ve kendine sahip çık. Birtanecik kızınla beraber mutlu anneler gününüz olsun her gün.Seni seviyorum Nisan...

Kendini çocuklarının kalbinde kaybeden tüm annelere ve bir çocuğa annelik yapacak şefkati kalbinde taşıyan tüm kadınların ve babaların anneler günü kutlu olsun...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hoşgeldin 34 yaşım...

Grinin Elli Tonu ve serisi -Fifty Shades of Grey

Ederlezi...