İmaret- 2018 3. Kitap
Yeni yıl kitap listemde bulunan etkileyici tarih kokan ,kültür dolu bir romandan bahsedelim bugün. Aynı zamanda yılın 3. kitabı bu kitap.Kitap biraz zor bitti bu sefer.Hatta bir an hiç bitmeyecek sandım. 550 sayfalık bir kitap İmaret ve Pena yayınlarından çıkmış.Bu kitabı okurken bir çok hızlı okudum bir yavaşladım. Bir hafta hiç okumadım bir hafta elimden bırakmadım.Şubat ayı iş ve yorgunluğun yoğun olduğu bir aydı. Hep fırsat yaratmaya çalıştım okumak için.
Bu kitap benim daha önceleri de ilgimi çekmişti ama neden okumakta bu kadar geç kaldım bilmiyorum. Demek ki şu an bu kitaptan aldığım tat bambaşka olacakmış o yüzden diyelim...
Kitapta Biri Türk Biri Yunan iki çocuğun arkadaşlığı konu ediniyor.Bununla birlikte müslüman, hristiyan ve yahudi toplumların bir arada yaşayışı arkadaşlığı yaşam şekilleri konu alınmış.Kitabın konu olduğu alan Yunanistan Epir bölgesinde Arta da geçiyor.Arta bahsedilen 1800 lü yıllarda Osmanlı İmparatorluğunun himayesindeymiş.
Çok kültürlü toplumları anlatan kitapları çok severim. Hele ki birbirlerine hoşgörüde var ise tadından yenmez böyle kitaplar.Tabi burada hoşgörü yanında yaşanan bazı zulümleri de görüyorsunuz.
Kitabın ilk sayfaları aslında çekmedi beni. Zor gidecek sanırım bu kitap dedim kendi kendime hayıflanarak. Sonra ilk bölüm bitince asıl hikaye başladı Arta da yaşayan Necip ve Liontosun hikayesi. İşte dedim başlıyor...
İlk çocukluk yıllarından başlayan hikayeleri ,süt kardeş olmaları birbirlerinin annelerini anne gibi bilmeleri,ailelerin birbirine gösterdiği saygı okul yılları,arkadaşları,Türk-Yunan arasında yaşanan taş atma kavgaları ve sonra ki ilk aşkları yaşanılan sıkıntılar...Ve tabi ki İsmail dede ve onun tatlı sohbetleri.
Önce Necip hayal kırıklığı yaşıyor aşkla ilgili,sonra Liontos aşık oluyor. Kahır ,aşk hep birarada yaşanıyor. Ayakta kalma mücadelesi. Liontos un babasız yaşam savaşı. Ve Osmanlının Yunanistanı kaybedişi. Türklerin bu topraklardan ayrılmak zorunda kalmaları..
Sonu çok güzel harmanlaşmış kitabın.hem beklediğim hem beklemediğim şeyler gördüm kitabın sonunda.
Kimi yerde gözleriniz doluyor bu iki çocuğu iki genci okurken. Aile ve aşk uğruna feda edilen gençlik ve hayatları okuyorsunuz. Sonra bu hikayelerin birde gerçek tarafını düşünüyorsunuz. Kardeş iki toplumu nasıl birbirine ötekileştirdiklerini. Düşünsenize bir yerde yaşıyorsunuz Türksünüz ama Yunancayı daha iyi konuşuyorsunuz.Birbirinin içinde asimile olmuş iki toplum.Mübadele onları nasılda savunmasız ve yurtsuz bırakmış. 2019 son çeyreğinde çıkmasını planladığım kendi romanımda da bu konuya bende ucundan değindim.
Velhasılıkelam kitap çok başarılı sonunda ağlayabileceğiniz bizden bir roman okuyun ,okutun tavsiyemdir...
Bu kitap benim daha önceleri de ilgimi çekmişti ama neden okumakta bu kadar geç kaldım bilmiyorum. Demek ki şu an bu kitaptan aldığım tat bambaşka olacakmış o yüzden diyelim...
Kitapta Biri Türk Biri Yunan iki çocuğun arkadaşlığı konu ediniyor.Bununla birlikte müslüman, hristiyan ve yahudi toplumların bir arada yaşayışı arkadaşlığı yaşam şekilleri konu alınmış.Kitabın konu olduğu alan Yunanistan Epir bölgesinde Arta da geçiyor.Arta bahsedilen 1800 lü yıllarda Osmanlı İmparatorluğunun himayesindeymiş.
Çok kültürlü toplumları anlatan kitapları çok severim. Hele ki birbirlerine hoşgörüde var ise tadından yenmez böyle kitaplar.Tabi burada hoşgörü yanında yaşanan bazı zulümleri de görüyorsunuz.
Kitabın ilk sayfaları aslında çekmedi beni. Zor gidecek sanırım bu kitap dedim kendi kendime hayıflanarak. Sonra ilk bölüm bitince asıl hikaye başladı Arta da yaşayan Necip ve Liontosun hikayesi. İşte dedim başlıyor...
İlk çocukluk yıllarından başlayan hikayeleri ,süt kardeş olmaları birbirlerinin annelerini anne gibi bilmeleri,ailelerin birbirine gösterdiği saygı okul yılları,arkadaşları,Türk-Yunan arasında yaşanan taş atma kavgaları ve sonra ki ilk aşkları yaşanılan sıkıntılar...Ve tabi ki İsmail dede ve onun tatlı sohbetleri.
Önce Necip hayal kırıklığı yaşıyor aşkla ilgili,sonra Liontos aşık oluyor. Kahır ,aşk hep birarada yaşanıyor. Ayakta kalma mücadelesi. Liontos un babasız yaşam savaşı. Ve Osmanlının Yunanistanı kaybedişi. Türklerin bu topraklardan ayrılmak zorunda kalmaları..
Sonu çok güzel harmanlaşmış kitabın.hem beklediğim hem beklemediğim şeyler gördüm kitabın sonunda.
Kimi yerde gözleriniz doluyor bu iki çocuğu iki genci okurken. Aile ve aşk uğruna feda edilen gençlik ve hayatları okuyorsunuz. Sonra bu hikayelerin birde gerçek tarafını düşünüyorsunuz. Kardeş iki toplumu nasıl birbirine ötekileştirdiklerini. Düşünsenize bir yerde yaşıyorsunuz Türksünüz ama Yunancayı daha iyi konuşuyorsunuz.Birbirinin içinde asimile olmuş iki toplum.Mübadele onları nasılda savunmasız ve yurtsuz bırakmış. 2019 son çeyreğinde çıkmasını planladığım kendi romanımda da bu konuya bende ucundan değindim.
Velhasılıkelam kitap çok başarılı sonunda ağlayabileceğiniz bizden bir roman okuyun ,okutun tavsiyemdir...
Yorumlar
Yorum Gönder