Kuşak Çocukları-Altın Çağ
Yaşadığımız bunca zamanı hangi kuşağın içinde olduğumuzu bilmeden geçirmişiz meğer. Son zamanlarda kişisel algı ve yüksek benlik oluşumu,yeni doğan bebeklerin yüksek titreşimle doğmuş altın çocuklar olmaları hepsi bir kaç yıldır var olan mevzular.
O kadar ki 2012 yılında Maya takvimine göre kıyametin kopacağı söylendiğinde kimse çıkıp yok dünyanın sonu değil yeni başlayan ışık çağı farkındalık çağı Mayaların anlatmak istediği buydu diye bize söylememişti. Çünkü ülkemizde bunu anlayan yada anlatabilen yoktu.(Anlatamamasının nedeni kimsenin bu yüksek frekansı anlamayacak olmasındandı.) (Çünkü bazı insanlara göre enerji ve düşünce gücü sadece safsataydı) Ama artık özellikle ülkemizde de son 6 yıldır biliniyor ki yeni bir çağa başlıyoruz. Işık çağına...
Bizim çocukluk zamanımızda kişisel gelişim ve secret çekim yasası gibi konuların anlatıldığı kitaplar yoktu.Hatta bu denli bahsedilse hurafe bunlar kim söylüyor bunları? çarpılırsın derlerdi. Kader var derlerdi.
Evet kader vardı fakat külli kader ve irademize bağlı kılınan kader vardı. Külli kadere bağlı şeyleri değiştiremezdin ama ya iradene bağlı olan kader? sana verilen akılla şekellendirebileceğin bir kaderdi. Kuran da dahi anlatılan düşünce gücü ve her şeyin bir enerjiden meydana geldiği gerçeğini biz yıllar sonra okuyoruz. Demek ki herkes gördüğü hayat tecrübesi kadar Kuran'ı da yorumlayabiliyor.
Artık günümüze gelip hala bu konuyu ciddiye almayıp kendi yarattığı kaosun içinde sürüklenen insanlar için beklemekten başka çare yok. Belki şimdinin çocukları onları değiştirmeyi başarabilir.
Ama anlamadığım şey okuyup anlayabiliyorken,sunulmuş bir sürü bilimsel gerçek varken ve ülkemizin %70 nin okumadan dahi inandığı Kuran varken , neden insanların hala kaosta sürüklendiği. Canını sevdiğim Kuran'ı açıp okuyun lütfen. Tüm sırlar içinde saklı.
Gelin aslında bilmeden yaşadığımız 80 ler 90 lar ve milenyum olarak adlandırıldığımız şu kuşaklara bir göz atalım. Jenerasyon farkı dediğimiz şeyin bilinmeyen enerjisini gözleyelim.

https://abankkariyer.com
http://blog.milliyet.com.tr
http://www.internethaber.com
O kadar ki 2012 yılında Maya takvimine göre kıyametin kopacağı söylendiğinde kimse çıkıp yok dünyanın sonu değil yeni başlayan ışık çağı farkındalık çağı Mayaların anlatmak istediği buydu diye bize söylememişti. Çünkü ülkemizde bunu anlayan yada anlatabilen yoktu.(Anlatamamasının nedeni kimsenin bu yüksek frekansı anlamayacak olmasındandı.) (Çünkü bazı insanlara göre enerji ve düşünce gücü sadece safsataydı) Ama artık özellikle ülkemizde de son 6 yıldır biliniyor ki yeni bir çağa başlıyoruz. Işık çağına...
Bizim çocukluk zamanımızda kişisel gelişim ve secret çekim yasası gibi konuların anlatıldığı kitaplar yoktu.Hatta bu denli bahsedilse hurafe bunlar kim söylüyor bunları? çarpılırsın derlerdi. Kader var derlerdi.
Evet kader vardı fakat külli kader ve irademize bağlı kılınan kader vardı. Külli kadere bağlı şeyleri değiştiremezdin ama ya iradene bağlı olan kader? sana verilen akılla şekellendirebileceğin bir kaderdi. Kuran da dahi anlatılan düşünce gücü ve her şeyin bir enerjiden meydana geldiği gerçeğini biz yıllar sonra okuyoruz. Demek ki herkes gördüğü hayat tecrübesi kadar Kuran'ı da yorumlayabiliyor.
Artık günümüze gelip hala bu konuyu ciddiye almayıp kendi yarattığı kaosun içinde sürüklenen insanlar için beklemekten başka çare yok. Belki şimdinin çocukları onları değiştirmeyi başarabilir.
Ama anlamadığım şey okuyup anlayabiliyorken,sunulmuş bir sürü bilimsel gerçek varken ve ülkemizin %70 nin okumadan dahi inandığı Kuran varken , neden insanların hala kaosta sürüklendiği. Canını sevdiğim Kuran'ı açıp okuyun lütfen. Tüm sırlar içinde saklı.
Gelin aslında bilmeden yaşadığımız 80 ler 90 lar ve milenyum olarak adlandırıldığımız şu kuşaklara bir göz atalım. Jenerasyon farkı dediğimiz şeyin bilinmeyen enerjisini gözleyelim.

Baby Boomer Kuşağı (1946-1964)
En yaşlısı 71, en genci 53 yaş civarında. Bunlara “Sandviç Kuşağı” da deniyor, çünkü aynı evde önce çocuklarına, sonra yaşlanan ana-babalarına baktılar.
Dünyanın insan hakları hareketlerini, radyonun altın çağını, Türkiye’nin ise ihtilali ve çok partili döneme geçiş sancılarını yaşadığı yıllar. Sadakat duyguları yüksekti, kanaatkârlardı; aynı yerde uzun süre çalıştılar. Teknoloji kimine yakın kimine uzak oldu, çok benimseyemediler. İçlerinden en idealistleri toplumsal haksızlıklara isyan edip 68 gençlik hareketlerinin kahramanı olurken, büyük çoğunluk hayattan beklediklerini elde ettiğini düşünerek tatmin ve mutlu oldu.
İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonraki “nüfus patlaması” yıllarında doğan bu 1 milyar bebeğe “Baby Boomers” deniyor. 2000′lerde artık yaşları 50′yi geçmişti, ceplerinde paraları vardı, ömrün uzadığını biliyorlardı, “iyi yaşlanmak” hatta mümkünse yaşlanmamak için çaba sarf ettiler.
X Kuşağı (1965-1979)
Dünyanın petrol krizini, Türkiye’nin ise sağ-sol çatışmalarını yaşadığı yıllar. En yaşlısı 52, en genci 38 yaşında. Dünyaya gözlerini, merdaneli çamaşır makinesi, transistorlu radyo, bantlı teyp ve pikapla açtılar.Sadakat duyguları duruma göre değişir, daha iyi kariyer imkânları ararlar. Toplumsal sorunlara duyarlılar, iş motivasyonları yüksek, otoriteye saygılı ve kanaatkârlar. Kadınlar iş gücüne katılmaya başladı. Daha az çocuk sahibi oldular. Paraya daha fazla odaklandılar ve bireycilik önem kazandı. Boşanma, HIV, uyuşturucu gibi kavramlarla tanıştılar.
Y Kuşağı (1980-1999)
En yaşlısı 37, en genci 18 yaşında. Sadakat duyguları az. Teknoloji hayatlarında pek çok şeyin simgesi. Narsist, bireyci ve girişimciler. Çalışmaktan hoşlanmıyor, eğlenceyi, kazanmayı çok seviyorlar. Beklentileri yüksek ama bedelini ödemek istemiyorlar. Hızlı tüketiyorlar. Türkiye’de yağ kuyruklarını, benzin sıkıntısını yaşamadıkları için “her şey her zaman böyleydi ve böyle olacak” sanıyorlar.
Eş zamanlı olarak birkaç işi birden yapabilirler. Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 25′i bu kuşaktan. Çok önemli bir diğer faktör ise “akran onayı”. Sıra arkadaşının, mesai arkadaşının, internetteki oyun arkadaşının önermediği ve onaylamadığı bir ürün ile Y’nin buluşması çok zor. Standart olanı sevmez, kendine özel olanı ve üstelik “hemen-şimdi” ister. Y’nin dikkatini çekmek istiyorsanız, mesajınızı, markanızı, iletişiminizi sadeleştirmeniz gerekir.
Z Kuşağı (2000-2012)
“İnternet kuşağı” da denen bu ufaklıkların en büyüğü henüz 18 yaşında. Bunlar tam teknoloji çağı çocukları.
Taşınabilen, hep yanlarında olan küçük aygıtları, bilgisayar, MP3 çalar, i-Pod’ları, cep telefonları, DVD oynatıcıları ayrılmaz parçaları. Onlar, ev ödevi yapamadıklarında “elektrikler kesildi, ondan yapamadım” değil; “internet bağlantım kopuktu” diyen kuşak… Sorgusuz yaşayacaklar çünkü iş hayatına atıldıklarında karar vermelerini gerektiren her şey sistemler tarafından yapılıyor, yapay zekâ tarafında karar veriliyor olacak. Çok diplomalı, uzman ve buluşçu olacaklar. Tatminsiz, kararsız ve doğuştan tüketiciler. Sonrasımı ? Işık Çağı Çocukları...
Maya Uygarlığının Görüşüne Göre;
Mayalar 2012'yi insanlığın yeniden yukarı çıkışının yaşanacağı bir çağ olarak tanımlıyor. Hatta farklı inançlarda yer alan Altın Çağ'a böyle ulaşılacağı da ileri sürülüyor. Yani 2012'nin önemi burada.
ALTIN ÇAĞ
Düşen insanlık tekrar yukarı çıkacak ve bu çıkış 2012'de başlayacak. Yine iddialara göre çıkış süreci başladı, belki de 2012 bir final olabilir. Ancak tufanla kıyameti birbirine karıştırmamak lazım da deniyor. Yani kıyamet ruhsal bir değişim, tufan ise fiziksel bir değişim demek. Ayrıca kıyamet tasavvufi ve ezoterik anlamda ayağa kalmak ve uyanmak demek. Ve bu uyanıştan kastedilen şey ruhsal aydınlanma... Bu nedenle verilen tarih çok önemli.
Düşen insanlık tekrar yukarı çıkacak ve bu çıkış 2012'de başlayacak. Yine iddialara göre çıkış süreci başladı, belki de 2012 bir final olabilir. Ancak tufanla kıyameti birbirine karıştırmamak lazım da deniyor. Yani kıyamet ruhsal bir değişim, tufan ise fiziksel bir değişim demek. Ayrıca kıyamet tasavvufi ve ezoterik anlamda ayağa kalmak ve uyanmak demek. Ve bu uyanıştan kastedilen şey ruhsal aydınlanma... Bu nedenle verilen tarih çok önemli.
Şu anda bilimsel olarak ispat edilen dünyanın dört kez kutup değişimi geçirdiği iddiası Mayalar'a referans olarak veriliyor. Deniyor ki, insanları bunu yeni keşfetse de, Mayalar bunun farkındaydılar.
MEZAR TAŞINDAKİ ŞİFRE : En önemli buluş da eski Maya kenti Palanque'deki Yazıt Tapınağı'nda bulunan mezar taşının kapağındaki şifrenin çözülmesiyle oldu. Kapağın üzerindeki şerit motiflerini simetrik bir şekilde yan yana getirildiğinde ortaya bir Jaguarın ve bunun üzerinde de bir Yarasa sembolünün ortaya çıktığını gördüler. Mayalar'ın sakladıkları bu sembollerin bir anda belirmesi Cotterel'i şaşkına çevirmişti. Çünkü Mayalar'ın mitolojik yazıtlarında Jaguar beşinci yani bizim çağımızı, yarasa ise ölümü sembolize etmekteydi...
Kapağın üzerinde açık bir şekilde görülen Güneş Haçı'nın üzerindeki delikler ise Güneş'in manyetik hareketlerini temsil etmekteydi. İşte bu Mayalar'ın gizli mesajıydı. Yani yaşanacak trajedinin sebebi Güneş'te meydana gelecek olan manyetik değişimlerdir.. İlginçtir ki şu andaki iklim değişiminin nedenlerini Güneş'e bağlayan bilim adamları da çok sayıda... Yalnız Mayalar'ın değil Sümer takvimlerinin de aynı tarihleri işaret etmekte olduğu da söyleniyor. 2023 yeni kıyamet yani uyanış tarihi..
resim ve bilgi,https://abankkariyer.com
http://blog.milliyet.com.tr
http://www.internethaber.com