Şifa Kaynağı Tarhana-Kültürel Miraslarımızdan

Tarhana çorbasını bilmeyen yoktur. Yemeyen de yoktur. Özellikle anneler içinde bulunmaz nimet tarhana. İçinde tüm besinler bulunuyor. Ve genelde tüm bebekler ve çocuklarBda yemekten keyif alıyor tarhanayı.
Nisan 9 -10 aydan 2 yaşına kadar çok fazla tüketti tarhana çorbasını. Şimdilerde 10 günde 1 falan yiyor. Kim bilir belki bir kaç ay sonra yine sık yemeye başlar. Yemek alışkanlıkları çok değişiyor çünkü. Bana gelince bebekken annem bana da çok yedirmiş. Şu an da da yiyorum ama yerine başka çorba tercih ettiğim zamanlarda oluyor. Eşim için ise vazgeçilmez her gün içebilir tarhanayı. Benim için birde tatlı olmalı tarhana. Ama ekşi uşak tarhanası daha çok rağbet görüyor halk arasında.


Tarhananın tarihinden bahsedecek olursak Osmanlıya kadar uzanıyor. Bir gün padişahımız  Yavuz Sultan Selim Edirnede ki karargahından tebdil i kıyafet çıkarak köyleri dolaşmak ister. Aynı zamanda ramazandır ve yemek vaktidir. Köyde gördüğü küçük bir evin kapısını çalar. Ev sahibi bu Tanrı misafirini sofraya davet eder. Ama sofralarında yiyecek doğru düzgün yemek yoktur.
Ev sahibi gelen Tanrı misafirinin konuşmasının düzgünlüğünden ve ağır tavırlarından karşısındakinin padişah olduğunu hemen anlar.Önünde bulunan çorbayı padişaha uzatır.

-Padişahım bu çorbadan başka yiyecek bir şeyimiz yoktur der. ''Darhane ''çorbamızdan buyrun der.

Yavuz Sultan Selim çorbayı yer ve çok beğenir. Sonucunda da hem bu dar hane sahibine yardım eder. Hem de saray mutfaklarında bu çorba he gün pişmeye başlar. İşte bu dar hane çorbası zamanla adı değişerek tarhana adını alır.

Ne güzel bir hikaye değil mi?  İçimi açar böyle hikayeler.Sıcacıktır. Tabi birde tarih kokuyorsa tadından yenmez. Severim ben tarihi en çok  da Osmanlı Tarihini.
Değil midir ki Keloğlanın Ay kızını da iyileştiren bu tarhana çorbası tüm milletimize şifa olmuştur.

Tarhananın yapılışına gelince, kimi yoğurtlu,kimi şıralı,kimi mayalı,kimi sirkeli,kimi sebzeli hatta egede sakızlı olarak yapılırmış. İnanın İzmirli olarak bunu ilk defa duydum.Lezzet dergisinin şubat sayısında çeşitlerinden bahsedilmiş.Başka neler denmiş birlikte bakalım;



''Atalarımızın damda dolaşıyorsan çay,dağda dolaşıyorsan tarhana iç sözü yabana atılamayacak kadar önemlidir.104 yaşında vefat eden dedemin hayatında en net gözlemlediğim kahvaltıda tarhana çorbası içmesiydi. Öğünlerinden yoğurdu eksik etmezdi. Uşak ta protein,mineral ve vitamin kaynağı tarhana için içinde 18 doktor var denir.
  Glisemik endeksi 20 olan ve 100 gramında 14-17 gr   protein bulunan tarhana sadece çorba olarak değil, farklı yemeklere de dahil olarak sağlıklı yemek yapma fırsatı sunar bize. Orta Asya dan Anadoluya kültürümüzün değerli mirası ,özümüzdür. Birleştiricidir. Bereketlidir, zor günlerin ilacı sağlık ve şifadır.

Tarhana sadece çorba değil  dünya gastronomisi için keşfedilmeyi bekleyen ,binlerce yıllık ritüeli olan özel bir karışımdır. Sostur,harçtır. Yapımında kullanılan esas malzeme tahıldır. Un veya buğday kırması veya irmik veya bunların karışımıdır.Yaş-kuru maya, yoğurt ,soğan ,şıra,biber tuz,baharat,domates ,sebze ,otlar(tarhana otu,nane,sakız karanfil) karıştırılarak yoğurulur.Sonrasında kurutulup öğütülür toz haline getirilir. Elle sıkarak topak ,plaka gibi yaş olarak ta kullanılır.Yöreye göre yapılışı farklılık gösterir. Çerez gibi de yenebilir.''

Şifa Olsun Efendim...

Bilgi ,resim ve kaynak için ;Lezzet Dergisi Şubat 2018 sayısı Süleyman Dilsiz yazısı.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hoşgeldin 34 yaşım...

Grinin Elli Tonu ve serisi -Fifty Shades of Grey

Ederlezi...